Bitmez tükenmez hırsımızla, bencilliğimizle hem çevreyi hem kendimizi tüketip yok ediyoruz. Çevreyi acımasızca katlederek bindiğimiz dalı kesiyoruz. Daha çok para ve kolay yaşama uğruna yaşadığımız ortamı zehirlerle doldurduk her gün farkında olmadan kendimizi zehirliyoruz. Umurumuzda bile değil. Artık sık sık hasta oluyor iyi olmak umuduyla doktorlara koşuyor aldığımız ilaçların yan tesirleriyle başka hastalıkları tetikliyoruz.

Dünyanın yaşayan en zeki adamı kabul edilen İngiliz bilim adamı Prof. Stephen Hawking yeni bir gezegen bulunamazsa insan ırkı bin yıl ayakta kalamaz diyor. Benim insanların bilinçsizliği,tahripkarlığı, bitmez tükenmez talepleri  bu hızla giderse insanlığın bin yıl bile var olacağını tahmin etmiyorum Olsa bile ona yaşamak denilmeyecek. Artık  kendimiz, çevre ve geleceğimiz hakkında bir an evvel bilinçlenmeliyiz. Bu bilinci ilkokullardan başlayarak çocuklara vermeliyiz.

Aslında biz bilinçsiz beslenme ile bilinçsiz yaşama ile ve yaşam ve hasatalıklar, hakkında bilinçsizliğimizle kendimizi hasta ediyoruz. Bütün bunlara devlet te kendi bilinçsizliği,yanlış politikaları ile destek oluyor. İnsan insanın kurdudur lafı vardır. Hayır devlette yanlış politikalarla toplumun içten içe çürümesine seyirci kalıyor. Sistemde korkunç bir denetimsizlik hakim.

Gıda ve ilaç firmalarının ürünlerini piyasa ve denetleme kurumlarının etkisizliğinden ve hukuksal boşluklardan faydalanarak piyasaya sürmeleri sonucu yarattıkları bu gizli ve sessiz terör, yüz binlerce hatta milyonlarca kişinin her sene hayatını kaybetmesine sebep olmaktadır.Bunun yanında dünyada ilaç tüketimi her geçen gün daha da artmaktadır. Bunun bir sebebi nüfus artışıyken diğer bir sebebi de insanların gereksiz yere ilaç tüketimine itilmesidir. Türkiye’de her 10 kişiden biri sürekli ilaç kullanmaktadır.
 
İnsanoğlu bugün geçmişte olmadığı kadar çok zehirlerle iç içe yaşamaktadır. Kurşun, arsenik, civa, alüminyum, uranyum vs. Dünya inanılmaz oranda hızla artan zehirli, toksik maddelerle çevrilirken bizim yediğimiz gıdalar ve ilaçlar da aynı hız ve çeşitlilikte çoğalarak zehir ve zararlı maddeler ihtiva etmektedir. 6 bin çeşit katkı maddesi gıdalarda kullanılırken günlük kullandığımız 100 bin çeşitli zehirli kimyasaldan yapılmış madde vardır. Bu kimyasalların büyük oranını insan sağlığına ne gibi etkiler yaptığı konusunda henüz yeterli bir deney bile yapılamamıştır.

Bütün bunların insanlara sözde zarar vermeyecek miktarlarda olduğu iddia edilmekte, maalesef toplumun büyük bir kısmı da buna inanmak zorunda kalmaktadır. Çünkü toplumun artık fazla bir alternatifi kalmamıştır.

Bizim beslenmemizdeki eksiklikler, yanlışlar, aldığımız toksinler bizi olumsuz etkilerken genetik kodlarımıza aktarılarak ilerideki nesilleri de olumsuz olarak etkilemektedir.

Gıdalara konulan katkı maddeleri, kullandığımız ilaçlar, genleri değiştirilmiş ürünler, zirai ilaçlar ve kimyasal gübreler artık insan sağlığı için başlı başına sorun teşkil eder hale gelmiştir.

Prof. Stephen Hawking diyorki biz evrenin nasıl çalıştığını anlayabilirsek onu kontrol etmesini de biliriz. En azından birçok kötü gelişmeyi önleriz diyor. Hawking herhalde bunu bize söylemiyor. Biz kendimizi bile anlamaya çalışmıyoruz evren ile neden uğraşalım. Dünyanın en güzel doğa harikası üzerine HES’ler yapıyoruz, Nükleer santraller kurarak çevreyi mahvederken yabancılara para kazandırıyoruz. Bunu büyüklerimiz bizim iyiliğimiz için yaptıklarını söyleyererek bizi inandırmaya çalışıyorlar.

Zaten bizde kaderimize razı olmuş Allah bilir diyerek her şeyi Allah’a havale etmiş durumdayız. Evreni anlamaya çalışmak gibi çetrefelli bir işle niye uğraşalım ki. Bu işi Gavur dediğimiz adamlar yapıyor biz de bakıyoruz. Sonra da neden geri kaldık ne olacak bu memleketin hali diye birbirimize soruyoruz. Aslında sorulacak soru ne olacak bu dünyanın ve insanlığın hali olmaldır. Hepimiz aynı gemideyiz. Bin sene sonra gemi batacakmış. Bin seneye kalmaz gemi hali hazırda su alıyor.

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve TUİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından Temmuz 2009’da yapılan açıklamaya göre Türkiye’de her 10 kişiden biri sürekli ilaç kullanırken 55-65 yaş gurubu arasında üç kişden biri sürekli  ilaç kullanıyor. Türkiye’de 10 kişden 6’sı da doktor önermeden ilaç kullanıyor. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.