“SÜREGİDEN İHTİLAF, MÜZAKERE EDİLMİŞ BİR SİYASİ SÜREÇ YOLUYLA SONA ERDİRİLEBİLİR”
Suriye ihtilafına dair son gelişmelerin ele alındığının aktarıldığı bildiride liderlerin, Suriye ihtilafından kaynaklanan bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrara yönelik risk ve tehditler karşısındaki ortak kaygılarını ifade ettikleri belirtildi.
Liderlerin; Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli taahhütlerini teyit ettikleri ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Süregiden ihtilafa askerî çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair güçlü inançlarının altını çizmişler ve bu çerçevede, Suriye ihtilafına muteber ve sürdürülebilir çözüm bulunmasına katkı sağlamayı amaçlayan tüm uluslararası girişimler arasında eşgüdümün artırılmasının önemini vurgulamışlardır.”
BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler, oluşumlar ve diğer terörist grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla terörle mücadelede liderlerin kararlı olduğu kaydedilen bildiride, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan ayrılıkçı gündemleri reddetme kararlığı vurgulandı.
Türkiye ve Rusya tarafından 17 Eylül 2018 tarihinde Soçi’de imzalanan İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Muhtıra’nın memnuniyetle karşılandığı kaydedilen bildiride, ağır silahların ve radikal grupların muhtıra uyarınca tesis edilen silahtan arındırılmış bölgeden çekilmesinde sağlanan ilerlemenin takdir edildiği dile getirildi.
Bildiride, teröre karşı mücadeleye devam etme gerekliliğinin altı çizilirken, muhtırada öngörülen etkili önlemlerin tam olarak uygulanması ve tüm ilgili tarafların muhtıra hükümlerine riayet etmesi suretiyle sağlanacak kalıcı bir ateşkesin önemi de vurgulandı.
“ATEŞKESİN KALICI OLMASINA KATKI SAĞLANMASINI TEMİNEN GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER UYGULANMALI”
Suriye’de herhangi bir tarafça kimyasal silah kullanılmasına azami surette karşı olunduğu kaydedilen açıklamada, dört liderin tüm taraflara Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme’ye tam riayet etmeleri çağrısında bulunduğu aktarıldı.
Bildiride şu ifadelere yer verildi: “BM’nin kolaylaştırıcılığında ve Suriyelilerin öncülük ve sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı bir siyasi sürece desteklerini ifade etmişler ve Suriyeli taraflara bu sürece aktif katılım sağlama çağrısında bulunmuşlardır. BM gözetiminde, en yüksek uluslararası şeffaflık ile hesap verilebilirlik standartlarına uygun olarak, diaspora mensupları da dâhil seçime katılma hakkına sahip tüm Suriyelilerin katılımıyla düzenlenecek serbest ve adil seçimlerin zeminini oluşturmak üzere Suriye’de anayasal reformu gerçekleştirecek Anayasa Komitesi’nin Cenevre’de kurulması ve erken bir zamanda, şartları gözeterek, bu yıl sonu itibariyle toplanması çağrısında bulunmuşlardır. Siyasi sürecin sürdürülmesine ve ateşkesin kalıcı olmasına katkı sağlanmasını teminen güven artırıcı önlemlerin uygulanmasının önemini vurgulamışlar ve ilgili Çalışma Grubu tarafından BM ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla çalışmalar yürütülen, zorla alıkonulanlar, kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti konularına desteklerini beyan etmişlerdir.”
İnsani yardım kuruluşlarına Suriye genelinde hızlı, güvenli ve kesintisiz bir erişimin sağlanması ve Suriye halkının acılarının hafifletilmesi için ihtiyaç duyan herkese acil insani yardım ulaştırılması gereksiniminin altının çizildiği bildiride, liderlerin Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve bağlı insani kuruluşları olmak üzere, uluslararası topluma çağrıda bulunduğu aktarıldı.
“MÜLTECİLER SURİYE’YE GÜVENLİ VE GÖNÜLLÜ ŞEKİLDE DÖNMELİ”
Başta Türkiye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere, mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerle dayanışma içinde olunduğu belirtilen bildiride, liderler için “Mültecilerin Suriye’ye güvenli ve gönüllü şekilde, uluslararası hukuka uygun koşullarda geri dönmelerine bağlı olduklarını hatırlatmışlardır” denildi.
Bildiride, “Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların tüm ülke genelinde oluşturulması ihtiyacına işaret etmişler, geri dönenlerin silahlı çatışma, siyasi baskı veya keyfi tutuklamalardan korunması ve su, elektrik, sağlık ve sosyal hizmetler dâhil olmak üzere insani altyapı gereksiniminin altını çizmişler ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dâhil olmak üzere ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacını vurgulamışlardır” ifadeleri yer aldı.
Suriye’de barış ile istikrar için gerekli koşulların tesisini, siyasi bir çözümün teşvikini ve uluslararası oydaşmanın güçlendirilmesini temin etmek için liderlerin taahhütte bulunduğu dile getirilen bildiri, konuk liderlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ev sahipliği yapmasından dolayı teşekkür ettikleri aktarılarak son buldu.
Dörtlü ziveden ortak bildirim
Dörtlü ziveden ortak bildirim
HaberOvasi.Com HaberOvasi.Com
GENEL HABER
Suriye konulu dörtlü zirvenin ardından yayınlanan ortak bildiride, “BM’nin kolaylaştırıcılığında ve Suriyelilerin öncülük ve sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı bir siyasi sürece desteklerini ifade etmişler ve Suriyeli taraflara bu sürece aktif katılım sağlama çağrısında bulunmuşlardır” denildi.
Paylaş: