HaberOvasi.Com

Erdoğan'dan itirafçı uyarısı

GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan itirafçı uyarısı

'Şu anda içerde olanlardan çok iyi tanıdıklarım var , itirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. İtirafçı diye ortaya çıkarken bunlara iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu'
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yargıda Birlik Derneği Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ağırladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Adaletin tesis edildiği her yerde huzur refah ve istikrar hakimdir" dedi. Erdoğan'ın konuşması şöyle:" Adalet kavramı insanlığın tarihiyle eş bir geçmişe sahiptir. Peygamberlerin, sosyal bilimcilerin filozofların üzerinde en çok durdukları söz söyledikleri konuların başında adaletin geliyor olması boşuna değildir. Adaletin tesis edildiği her yerde huzur refah ve istikrar hakimdir. Buna karşılık adalet anlayışının ve siteminin doğru kurulmadığı veya kurulamadığı her yerde de çatışmaların, dengesizliklerin, zulmün kol gezdiğini görüyoruz. Şu anda dünya bunun ağır bedellerini ödüyor. Türkiye bu gerçekleri yakın tarihinde yaşadığı bir dizi acı hadiseyle ve yüksek maliyetle bir kez daha idrak etmiştir. Ülkemizin geçtiğimiz 14 yılın sorumluluğunu üstlenmiş yöneticisi olarak burada sizlerle samimi bir muhasebe yapmak istiyorum. Biz 14 yıl önce ülke yönetimini devraldığımızda Türkiye'yi 4 temel üzerinde kalkındıracağımızı ifade etmiştik. Bunun birincisi eğitim, 2 sağlık, 3 adalet, 4 ise emniyetti. Türkiye tarihin en büyük, proje ve yatırımlarıyla bu dönemde tanışmıştır. Ekonomimiz 3 kat büyüterek Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamına eş ve hatta daha fazlasıyla hizmeti hayata geçirerek milletimize verdiğimiz sözleri tutmanın çabası içinde olduk."

"KURULAN BAZI TUZAKLARI FARK ETMEKTE GEÇ KALDIĞIMIZI GÖRÜYORUM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıda yaşanan bazı tuzakların fark edilmekte geç kalındığını bildirdi. Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:" Milletimize ve şahsıma kurulan bazı tuzakları fark etmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. Yargıda yaşanan sıkıntılarda bunlar arasındadır. Bu sıkıntı tek taraflı ve sadece bir dönemle sınırlı değildir. Yargıyı milletin değil, belli bir örgütün emrine sokmaya çalışanlar varken, diğer tarafında da yine yargı üzerinden meşru siyasal kurumları alt etmeye çalışan bir başka vesayetçi anlayış mevcuttu. 367 garabetinden kapatma davasına kadar öyle olmadık yöntemlerle karşımıza çıkıldı ki inanın bana hukuk adına biz utandık. işte bu sorunlu dönemde FETÖ denilen şer örgütü diğer kurumlarımızla birlikte özel önem verdiği yargının içine sızmaya başlamıştır. 40 yıllık tabi bu işin geçmişi var. Biz hayatımızın hiç bir döneminde insanları peşin hükümle kategorize etmedik. Buna göre davranmadık. Türkiye'nin darbecilerle cuntacılarla vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği bu örgüt kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum sadece kadroların istilasına yol açmadı, aynı zamanda darbecilerle , cuntacılarla vesayet odaklarıyla yaptığımızı mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir."

"17 - 25 ARALIK'TA BİR DARBE GİRİŞİMİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17- 25 Aralık Operasyonu'nun şahsi meselesi olmadığını vurguladı. Erdoğan,"Şayet bir davada tek bir masum dahi mağdur ediliyorsa orada adaletten söz edilemeyeceği açıktır. Yargının bağımsızlığına halel getirmemek için Yargıya keskin bir şekilde müdahale edemezdik, edemedik. O dönemde yargı bürokrasisi içerisinde kritik konumda bulunanların örgüt emriyle bu işleri rayından çıkardığı daha sonra ortaya çıkmıştır. Kamuoyu oluşturmaya yönelik haberlerden başlayarak kolluk güçlerinin araştırmalarına, savcıların soruşturmalarına, hakimlerin kararlarına kadar her yerde örgütün talimatları ve çıkarları esas alınmıyor muydu? Bu ülkenin yargısını iradelerini bir terör örgütüne ve onun hiyerarşisine teslim etmiş hakim ve savcılara terk edemezdik. 17- 25 Aralık Operasyonu'nu birileri ısrarla şahsi meselem olarak göstermeye çalıştı. 17 -25 Aralık Operasyonu yargıyı ele geçirmeye çalışan bu örgütün kendini inkar edilemez bir şekilde açığa çıkarmasının adıdır. Hani eskiler takke düştü kel göründü derler ya 17 25- Aralık'ta tamda böyle olmuştur. Yargı ve emniyet teşkilatındaki militanlar vasıtasıyla meşru hükümeti devirerek yönetime el koymaya çalışmanın adı anayasal düzeni yıkmaya teşebbüstür. Yani darbedir. 17 - 25 Aralık'ta bir darbe girişimidir. Elde edilen bilgiler Gezi olayları 6-8 Ekim hadiseleri gibi ülkemizi sıkıntıya sokan pek çok önemli kargaşanın büyümesinde rayından çıkmasında aynı örgütün parmağı olduğunu göstermiştir" ifadelerini kullandı.

"BİZİM HAYALİMİZ 2011 YILINDAN BERİ YENİ BİR ANASA "

Yasama ve yürütmenin pratikte aynı siyasi gücün kontrolünde olması anlamına geldiğini ifade eden Erdoğan, Konuşmasına şu şekilde devam etti:"Şu anda içerde olanlardan çok iyi tanıdıklarım var , itirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor. İtirafçı diye ortaya çıkarken bunlara iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olanda bu. Çünkü bunların bir kısmıyla benim zamanında başa baş görüşlerim olmuştu. Başbakanlığım zamanında. Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle Başbakan olduğum zaman bana söylediklerine baktığım zaman tamamen aykırı ifadeler. Bu oyna asla gelmemek gerekiyor. Her ne kadar kağıt üzerinde ülkemizde yasama ve yürütme farklı erkler olarak gözükse de pratikte her iki yapıda aynı siyasi gücün kontrolünde olması anlamına gelir. Aksi takdirde sistemin işlemesi mümkün değildir. Bizim hayalimiz 2011 yılından beri ülkemize tüm bu hususları esaslı şekilde yeni bir Anasaya ile yerli yerine oturtmaktır. Muhalefet partilerimizden Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu gerçeği görmesi sayesinde Anayasada yen bir sisteme uygun değişikliklerin yapılabilme yolu açılmıştır. Milletim adına Milliyetçi Hareket Partisi liderine ve ekibine özellikle teşekkür ediyorum. 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.