Çok uzak bir zaman değildi . Bir gün sebze , meyve almak için pazara gitmiştim .Sağa sola bakınarak ilerlerken önümdeki bir çift dikkati çekti. Adamın üzerinde emanet duran bir ceket , kadının rengi solmuş bir eteği vardı ki pazar yerinin canlılığında onları farkedememek olası değildi. Artık onları izleyerek yürüyordum . Tezgahlara bakınarak ilerliyorduk ardarda . Adam üzerinde pırasalar bulunan bir tezgaha yaklaşıp fiyatını sordu ve iki kilo aldı aldı . Onları duyabilme mesafesinde yürüdüğümüz için , kadının söylediği şu sözler kulağıma doldu , uğuldadı çakıldı kaldı .
Kadın dedi ki ,
“ yarım kilo kırık pirinç alsak içine koyardım , çocuklar sade olunca yemek istemiyorlar “
Yarım kilo pirin alabilmenin hesabını yapan,
Bir insan, bir kadın, en acısı bir anne …
Ramazan pidesi için özellikle akşam üzeri , fırınlara doluşuyoruz.
Pidemiz sıcak olsun , susamlı ince tırnak olsun , olsun babam olsun …
Buyuralım kuş sütü eksik sofralarımıza …
Aslında hepimiz böyle bir şehirde , böyle bir ülkede , böyle bir dünyada yaşıyoruz .
Demek ki hepimiz
“ Herkes kendi kaderini yaşar yarim “ iz …
Ramazanın anlamlarından biri de , aç insanları anlamak öyle değil mi ?
Herkes yediği ve dostlarıyla paylaştığı iftar yemeklerini paylaşıyor sosyal ortamlarda . Masalarda hiç “ ötekiler “ yok .
Kim mi ötekiler ?
Yedikleriniz yiyemeyenler …
Pidelerimiz sıcak
Yüreklerimiz soğuk
Ramazan buz gibi …
Sevgiyle kalın
Hoş kalın
İFTAR YEMEKLERİ VE KIRIK PİRİNÇ
Paylaş