Ölülerini arkalarında bırakmak zorunda kalan ,YENİ ZELANDALI,İNGİLİZLER,AVUSTURALYALILAR,HİNTLİLER VE PARALI ASKERLER ,savaşın gerçek lideri ve Türk ordusu komutanından hiç beklemedikleri sözleri duyacaklardır ve uzun yıllar boyu bu sözlerin etkisi ile hareket edeceklerdir.
Atatürk'ün yabancı orduların şehit düşen askerleri için, ''Şimdi dost bir ülkenin topraklarında yatıyorsunuz. Huzur içinde uyuyun. Bizim için Mehmetler ile Jonny'ler arasında bir fark yok'' dediğini, yabancı şehitlerin annelerine de ''Oğullarını uzak ülkelerden buraya gönderen anneler siz de gözyaşlarınızı silin. Oğullarınız şimdi bizim bağrımızda huzur içinde yatıyor. Canlarını bu ülkede kaybederek, onlar artık bizim de evlatlarımız oldu'' diyerek bu ülkelerin büyük sevgisini kazanmıştır ve her yıl Çanakkale bu ülkenin insanları ile dolup taşar..
Bu yazıyı ve alıntıları bir araya getirip liderlik konusunda faydası olur diye düşündüm ,,on tane adamı idare edemeyen insanları düşündükçe bu ülkenin sonu nereye gider diye düşünmeden ve korkuya kapılmadan olmuyor…Bu yazı ülkemizin genel durumu ile ilgili yazılmıştır ve Bafra ya mahsus değildir.
Beyaz adam ,,Artık kullanılmayan cezaevini takım arkadaşları ile ziyaret etmek ister ve artık kullanılmayan bu cezaevinin tanık olduğu acı dolu yaşamların kokusunu almak ister..Kendisine sıcak ve sevgi dolu sözlerle hitap eden siyahi adamın nasıl bir insan olduğunu anlamaya çalışır.Onun 27 yıl yattığı hücreye girer ,,sürgüyü örter ve onun hissettiklerini anlamaya çalışır,iki elini yana doğru açarak mesafenin darlığını anlamaya çalışır,hayret eder bir insan bu kadar küçük bir hücrede 27 yılını nasıl geçirir ve nasıl dayanır..
Anlamaya çalıştığı ise şuydu,27 yılını bu daracık hücrede geçiren siyahi adamın ülkenin lideri olarak şu anda beyazlara nasıl kin beslemez ve bu kadar hoş görülü davranabilirdi..
Kararını vermişti genç beyaz adam,,GERÇEK LİDER BÖYLE BİRŞEY OLMALI VE O BENİM DE LİDERİM ARTIK…O LİDERİN ADI NELSON MANDELA İDİ… iyi yaşamlar…