Samsun Milletvekili Erhan Usta geçtiğimiz günlerde Terme, Çarşamba ve Salıpazarı’nda yaşanan sel felaketi sebebiyle sahaya inmişti. Bölge halkı ve Ziraat Odaları Başkanları ile buluşmuş, ardından bazı açıklamalarda bulunmuştu. Bunun üzerine Terme Belediye Başkanı Ali Kılıç ve Salıpazarı Belediye Başkanı Halil Akgül, USTA’nın açıklamalarına cevap verdiler.
USTA ise bu cevaplara ateş püskürdü. USTA ise:
“SAHAYI BİZZAT YERİNDE MÜŞAHADE ETTİK Son günlerde bazı belediye başkanları belediyeye ait makineleri sayıyor ve keşke gelip sel öncesi ve sonrası yapılan çalışmaları bizden dinleseydiniz diyorlar. Allah’ın rahmetini felakete dönüştürenler bir de karşımıza geçmiş pişkin pişkin cevap veriyorlar. Benim bilgi kaynağım bizzat kendi gözlemlerimdir. Ben olan biteni gözlerimle gördüm, vatandaşımdan dinledim. Bakın şu fotoğraflara selden bir hafta sonra, herhangi bir iş makinesi veya alınan önlem görebiliyor musunuz? Benim sözlerim ve gösterdiğim görüntüler selden bir hafta sonrasına ait. Bir hafta sonra bile Terme’de 22 köye su verilemiyordu. Bu mu çalışma? Afet bölgesinde yaptıkları küçük icraatleri söylüyorlar. Bunlarla mı övünüyorsunuz? Bir zahmet o kadar da çalışın, hiç mi bir şey yapmayacaktınız?
SEL KADER DEĞİL Yaşanan sel felaketinin sebeplerinden biri de önceki selin sebep olduğu enkazın temizlenmemesidir. Yani bu olayı tek başına düşünemeyiz, öncesi de vardır. Aslında bu sonuç bir kader değil idarecilerin felakete göz yummasının sonucudur.
Aynı ihmaller zinciri 22 Haziran’da yaşanan sel felaketinde de karşımıza çıkmıştı. O gün de hiçbir çalışma, tek bir iş makinesi yoktu. Yine uyarmıştık, bu ne umursamazlık diye. Sonuç ne yazık ki yine aynı oldu. Önceden her sene sel olurken artık sayenizde yılda 2 kere oluyor.
ATA NAL ÇAKILDIĞINI GÖRMÜŞ, KURBAĞA AYAKLARINI UZATMIŞ Bir deyim vardır: Ata nal çakılmış, kurbağa ayağını uzatmış. İlçe belediyeleri cevap verme yarışına girmiş ancak bu işin asıl muhatabı Büyükşehir Belediyesidir.
Ancak ilçe belediye başkanları tek bir merkezden aldıkları emir ve haber metniyle akıllarınca; beceriksizlik ve sorumsuzluklarını örtbas etme gayreti içerisine girmişler. O kadar kendilerini kaptırmışlar ki hadlerini aştıklarının farkında değiller.
Yaptıkları açıklamalar suçluluk psikolojisinin yansıması olacak ki belediye envanterindeki makinelerin sayısını vermekten ileri gidemiyorlar.
03/09/2019 tarihinde Samsun TMMOB İl Koordinasyon Kurulu toplantısı düzenlendi. Toplantıda da sel felaketi masaya yatırılmış ve oklar yine yerel yönetimleri işaret etmiştir. Kurumların taleplerinin, yerel yönetimlerince dikkate alınmadığı açıkca ifade edilmiştir.
Soruyorum onlara: Kaç tane dere yatağı açtınız? Suları kesilen kaç köye su ulaştırdınız ve bu ne kadar sürdü?
ASIL SİZİN YAPTIĞINIZ MİLLETE SAYGISIZLIK! Sözde, alın terine saygısızlık yapmışız. Bizim burda kastımız memleketine hizmet etme gayretinde olan işçiye değildir. Biz organizasyonu beceremeyen yerel idarecileri eleştiriyoruz. Bizim yaptığımız alın terine saygısızlık değil, ancak sizin yaptığınız millete saygısızlık. Hem görevinizi ihmal edeceksiniz hem de böyle absürt cevaplar vererek milleti hafife alacaksınız, bu kabul edilemez. Konuyu bu şekilde saptırıp emekçinin arkasına saklanmayın. Bizim hedefimiz gayet net!
SAMSUN İÇİN SEFERBER OLUN
Sonuç olarak her şey apaçık ortada. 22 Hazirandaki selden önce bütün dere yatakları, köprüler, çakıllar, tahliye kanalları sele davet çıkarıyordu, kamunun ihmalleri söz konusuydu, ardından sel oldu, üstünden epey zaman geçti, dağ tepe her yeri gezdim, hiçbir çalışma yoktu ve o zaman da makamları göreve davet ettik. Hiç kimse çağrımıza kulak asmadı, meteoroloji uyardı: “Yine aşırı yağışlar olacak” dedi. Nitekim meteorolojide dinlenilmedi. Sonuç olarak bir felaket daha yaşandı. Yine gittik bölgelere, yeter artık zaten kusurlusunuz bari telafi etmeye gayret edin dedik. Şimdi her şeye rağmen hüsnüzan ediyorum ve aynı kaynaktan servis edilen haberin sizin inisiyatifiniz dışında size yaptırıldığını(!) varsayıyorum. Artık bunları bir kenara bırakıp Terme için, Salıpazarı için, Samsun için seferber olun. Aksi halde bundan sonra yaşanacaklar ihmal değil göreve ihanet olur.” Dedi.