İstişare toplantısı Şehitlerimiz için saygı duruşu, İstiklal Marşı ile başladı. Komite Başkanı Hüseyin Acar ve Ömer Süslü`nün Konuşları ile devam etti. Başkanların yaptıkları konuşmalardan sonra Programa katılan katılımcıları karşılıklı HAYIR için yapılması gerekenler konuşuldu.
Programda Katılımcılara ve Basın Mensuplarına Komite Başkanı Olarak Açıklama Yapan Hüseyin Acar Şu İfadelerde bulundu ; “Değerli vakitlerinizi ayırarak davetimize icabet ettiniz. Hepinize şükranlarımı sunuyorum. Hoş geldiniz.Sefalar getirdiniz.
Bir araya gelişimizin amacı; Bilindiği gibi ülke gündeminde uzun süredir Başkanlık Sistemi ve bunun tartışmaları var. 16 Nisan’da Başkanlık Sistemi oylaması yapacağız.Peki bu Başkanlık Sisteminin getireceği değişiklikler nelerdir? Bizler ne diyeceğiz?
Şuanki Cumhurbaşkanına olan sevginiz EVET demenize sebep olduysa ve HAYIR diyenlerin Cumhurbaşkanını sevmediklerinden dolayı HAYIR dediğini düşünüyorsanız, bu bir Cumhurbaşkanlığı seçimi değil diye belirtmek isterim. Recep Tayyip Erdoğan'a Hayır, Evet referandumu değil……Eğer bir kez Başkanlık Sistemine geçilirse geri dönüşünün çok zor olduğunu belirtmek isterim. Düşünmemiz gereken şey sadece şuanki başkan değil, gelecekteki başkanlardır. Hakimi, savcıyı, rektörü, devletin her kademesinden her görevliyi başkanın seçtiği bir ülkede başkanın partisinin ayrıcalıklı partilisi olmayan insana yer olacak mı? Gelecek başkanların hepsi sizin istediğiniz gibi mi olacak? Bir sonraki başkanlık seçiminde istemediğiniz, seçmediğiniz partinin adayı başkan seçilince kimin başkanı olacak?
- Yüksek yargı üyelerinin yarısını başkan, diğer yarısınıda başkanın seçtiği milletvekilleri seçecek. Adaletin nerede olduğunu sorguladığımız ülkemizde; adalet ve tarafsızlık son bulacak; Başkanın partisine mensup bir İlçe Başkanı, o ilçenin kaymakamını tokatlarsa ona dava açacak savcıyıya da onu yargılayacak hakimi nasıl bulacağız?
- Başkan seçilecek kişi hem hükümet, hem meclis, hem de mahkeme olacak.
- 79 milyon insanın seçtiği milletvekillerini başkanın feshetme yetkisi olacak. Milletin seçtiği vekiller yerine başkanın seçtiği kişiler bakan olacak. Başkan kendini ve bakanlarını mahkemeye çıkarma girişiminde bulunan meclisi feshedebilecek.Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu milletten alınıp başkana geçecek.
- Yolsuzluğun yüksek olduğu, bir yerlere gelebilmek için ''bir yerlerde bir ahbabınız olması gerektiği'' ülkemizde, başkanın ayrıcalıklı partilisi değilseniz, sizin devlet kapısında yeriniz olmayacak. Seçtiğiniz milletvekillerinin hiçbir hükmü kalmayacak.Sözünüzü kimse dinlemeyecek.
- Asgari ücreti,maaşları, işçi, memur alımlarını,dernek,sendika kurulma ve kapatılmasını başkan belirleyecek.
- Başkan isterse devlet kurumlarını bölgelere ayırarak ülkenin bölünmesine neden olabilecek.
Muhterem davetliler, aziz halkımız bu 18 maddeden;
-Hangi madde VATAN için?
-Hangi madde MİLLET için?
-Hangi madde CUMHURİYET için?
-Hangi madde TÜRKLÜĞÜN BEKASI için?
-Ülkenin yüzde 50’sini, HAYIR oyu verecek diye terörist olarak suçlayan bir zihniyetten, bu yetkilerle başkan olduğunda ülkeyi ayrışmadan kaçınarak adaletli bir şekilde yönetmesini nasıl bekleyebiliriz?
-Partili Başkan günübirlik AKP genel merkezinde ve parti teşkilatlarında bulunup AKP genel ve yerel teşkilat mensuplarıyla bir olarak Sarayda milleti tarafsız başkan olarak nasıl temsil edecek?
- Biz Parlamenter Sitemden ve tarafsız Cumhurbaşkanından yanayız.
-Kayıtsız, şartsız milletin olan egemenlik,sarayın iki dudağı arasına bırakılamaz.
- Bölünmeye, parçalanmaya, yutulmaya, tek adamlığa HAYIR diyoruz.
- Açılım, Çözülüm, Akiller Projelerine, Oslo’ya, Habur’a, İmralı’ya, Dolmabahçe anlaşmalarına, FETÖ’ye ne istedilerse verenlere HAYIR diyoruz…
MUHTEREM DAVETLİLER,BİZLER NASIL BİR YOL İZLEMELİYİZ?
Şu ana kadar geçirdiğimiz seçimlerde ve referandumlarda, AKP’nin öteki yaratarak ve karşısındakini konuşturmayarak siyaseti yönettiği ve tepkisel oylarla sandık hâkimiyeti sağladığı aşikardır. İktidar partisi ekranlarda kendi uzmanlarının karşısına muhalif görüşlerden insanlar çıkararak yayının sözde tarafsızlığını tescil ettirmeye çalışmakta, uzmanların karşısındakini konuşturmadan konudan konuya geçmeleri, arka arkaya manidar sorular sorarak cevaplamaya izin vermeyerek, ithamda bulunup karşısındakine söz hakkı verilmesini engelleyerek ekran hâkimiyetini sağladığı ve bu şekilde kamuoyunda haklı imajı yarattığı görülmektedir.
Bu durumun aksine imkân sağlayacak bir medya yoktur. Mevcut 1-2 kanal da izlenme oranı düşük olan kanallar olduğundan halka ulaşmak medya üzerinden imkânsız hale gelmektedir.
Bu noktada sosyal medya ön plana çıkmaktadır. Ancak sosyal medyanın kullanımı önemli bir başka konu olarak karşımıza çıkmakla birlikte internet kullanmayan çok ciddi bir kitlenin varlığı da söz konusudur.
Sosyal Medya üzerinden yapılacak çalışmalarda, çekilmek istendiğimiz meydanın aksine, çatışmadan uzak bir dil kullanmak faydalı olacaktır.Sen dili yerine ben dili ve biz dili kullanımı yaygın hale getirilmelidir.
Kaygıların belirli bir gruba ya da kişiye değil bütün topluma ait olduğu sıklıkla dile getirilmelidir.
Taraftarlık ruhu ile konuşan kesin tutumlu kişilerle sosyal medyada tartışmak, enerjinin yanlış kullanımı olacağı gibi kaçınmamız gereken nahoş görüntüye sebebiyet verecektir. Bu nedenle “Allah ülkemiz için hayırlısını nasip etsin deyip” kararsız seçmene yönelmek daha doğru bir tavır olacaktır.
HAYIR savunulurken Recep Tayyip Erdoğan ya da AKP ve AKP seçmenini doğrudan hedef almak, taraftarlığa hizmet edeceği gibi, oluşmasını istemediğimiz “Bize karşı oldukları için hayır diyorlar” imajını destekleyecektir. O nedenle partiler ve şahıslar üstü dil kullanımı genel tavrımız olmalıdır.
Neden hayır denildiği gerek sosyal medyada gerekse yüzyüze iletişimde basit anlaşılır bir dille anlatılmalıdır.Anlatımlarda, sorular sorarak kişilerin “hayır” cevabına ulaşmasının sağlanması en etkili yöntem olacaktır.
Merhum liderimiz Alparslan TÜRKEŞ’ in ifade buyurduğu gibi “Bizim yolumuz hukukun üstünlüğüne dayalı çok partili hürriyet nizamıdır.”
Milletimiz için ‘‘HAYIR’’, Allah yar ve yardımcımız olsun" dedi.