Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, "Anayasa'nın ilk dört maddesinin nesini değiştireceksiniz. Çıkın şunu millete anlatın" çağrısı yapan Kılıçdaroğlu Avrupa ülkeleriyle, "Kayseri pazarlığı" açıklamasına ise "Hiçbir Kayserili bu anlaşmalara imza atmaz" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 15 yeni yolcu gemisinden sonra sipariş verdiği 3 arabalı yolcu gemisinden ikincisini de körfezle buluşturdu. Görevi başında yaşamını yitiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın adı verilen yeni araba vapuru, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı törenle Üçkuyular İskelesinde hizmete alındı. Törene CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve Ahmet Piriştina'nın eşi Mine Piriştina, oğlu Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina ve eşi, kızı Zeynep Piriştina, ilçe belediye başkanları, CHP İlçe başkanları ve partililer katıldı.
SİYASİ İKTİDARI ORTADOĞU BATAKLIĞI KONUSUNDA UYARDIM
CHP Genel Başkaın Kemal Kılıçdaroğlu Ak Parti Hükümeti'nin Suriyeli göçmenler politikası ve yeni Anayasa ile ilgili yaklaşımını eleştirdi. İzmir'in Suriyelilerin son dönemde Avrupa'ya geçiş kapısı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Basmane semtinden geçerken Suriyeliler gördüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, “Burası büyük insanlık dramlarının yaşandığı bir bölge oldu. Sahile vuran çocuk cesetleri, ölümü göze alarak modern dünyaya gitmek isteyen Suriyeliler, Pakistanlılar, Afganistanlılar var. Siyasi iktidarı defalarca Türkiye'yi Orta Doğu bataklığına sürüklememeleri, ülkeye hayır getirmeyeceği konusunda uyardım" dedi
ATATÜRK VE İSMET PAŞA ÖRNEĞİ
Orda Doğu konusunda siyasi iktidara bir örnek de verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, Atatürk ve İsmet Paşa'nın uzun süre Libya, Filistin ve Yemen'de görev yaptığını, Orta Doğu'yu çok iyi bildikleri için genç Türkiye Cumhuriyeti'ni kurunca Orta Doğu'nun iç işlerine asla dokunmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Arap dünyası ile iyi geçindiler. Orada demokrasi yok, demokrasi götüreceğim diye özel çaba göstermediler. Saygı duydular. Arap dünyası da Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk'ü örnek aldı. Kendi ülkelerinde cumhuriyetleri kurdular. Arap ülkeleri Türkiye'ye özendi. Bunlar geldiler, Türkiye Orta Doğu bataklığına sürüklendi" dedi.
6 MİLYARI BİZ VERELİM ÇAĞRISINI YİNELEDİ
Kılıçdaroğlu bugün 2.5 milyon göçmenin Türkiye'den batıya geçmemesi için pazarlıklar yapıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Ayıp olan, bir insanın yaşıma para bağlamında pazarlık konusu olamaz. Sayın Ahmet Davutoğlu, Avrupa'ya giden Suriyeliler ülkemizde kalsın, 3 milyar euro alacak. Birisi de 'parayı almadan' sakın gelme diyor. Sanki adam başbakan değil de kaçak sarayda oturan zatın tahsildar memuru. Böyle bir anlayış olamaz. Kabul etmiyoruz. Batılılar bize '3 milyar euro verelim Suriyeliler, Pakistanlılar, Afganistanlıları burada tutun. Sonra 3 milyar euro daha veririz' diyor. Biz de diyoruz ki ' 6 milyar euro'yu biz ödeyelim, onların tamam sizde kalsın' diyoruz" dedi.
HİÇBİR KAYSERİ BU ANLAŞMANIN ALTINA İMZA ATMAZ
AB Temel Haklar bildirgesinde göçmenlerin hayatının pazarlık konusu yapılamayacağının, insan hayatının pazarlık konusu yapılamayacağının yazılı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bunlar pazarlık konusu yaptılar. Buna 'Kayseri pazarlığı' diyorlar. Kayserililerden özür diliyorum. Ama Kayserililerin hiçbiri bunun altına imza atmaz. Zeki insanlardır. Neyin karlı olduğunu bilirler. Avrupalılar gönderdikleri göçmen Suriyelilerin karşılığında Türkiye'den göçmen seçecekler. Eğitimli, okumuş göçmenleri seçecekler. Türkiye tampon ülke mi? Yol geçen hanı mı? Yasaları yok mu? Uluslararası anlaşmalara aykırı sözleşmelere atılan imzaları kabul edemeyiz. Herkes aklını başın almalı. Yarın Suriyeliler burada kalırsa ne olacak?" dedi.
Hem siyasi iktidara, hem de Avrupalılara iyi niyetle Suriye'de savaşın bir önce sona ermesi gerektiğini, Avrupa'nın üzerine düşeni yapması gerektiğini söylediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Avrupalılara 'bunun için de elinizi cebinize atmanız gerekir. Suriye yeniden yaşanılacak ülke haline gelmeli. Daha sonra da Suriyelileri hep beraber kendi ülkelerine gönderebiliriz' dedim. Bizim düşüncemiz budur. Ancak, yine Avrupa'ya gelenleri göndereceklerini söylediler. Peki Suriyelileri anladık. Pakistan ve Afganistanlıları niye bizim ülkemize gönderiyorsunuz? Kaçak sarayda oturan zat da 'Beni kızdırmayın. Uçağa otobüse binidir Avrupa'ya gönderirim' diyor. Şimdi de 'insan hayatı pazarlık konusu olur mu' diyorlar. Asıl sen pazarlık konusu yapıyorsun. Umarım Türkiye bu badireyi atlatır. Suriye'de barışın olması, Suriyelilerin kendi topraklarına güven içinde gitmeler en büyük arzumuzdur" dedi.
İLK DÖRT MADDE VE BAŞKANLIK SİSTEMİ
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yeni Anayası ve Anayasa komisyonu tartışmasıyla ilgili de konuştu. Son dönemlerde bir Anayasa tartışması olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, CHP'ye “Gelin yeni bir Anayasa yapalım" çağrısı yapıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu “Kendilerine net ve açık şekilde, mektup da göndererek, eğer bir anayasa çalışması yapılacaksa şartlarımız olduğunu söyledik. İlk dört madde bizim için tartışılmazdır. Hasan Tahsinlerin iradesiyle oluşmuş maddelerdir. 'Bu ülkeyi kuranların kurucu iradesine dokundurturmayız' dedik. Başkanlık sistemin kabul etmiyoruz. Parlamenter sistemi güçlendirilecekse masaya oturacağımızı söyledik. Şimdi gelmiş koşul öne sürmememizi Anayasa'nın tamamının yeniden yazacaklarını söylüyorlar" dedi.
DAVUTOĞLU İLK DÖRT MADDESİNİN NESİNİ DEĞİŞTİRECEKSİNİZ
Kılıçdaroğlu, konuşmasının bu bölümünde eline Anayasa kitapçığını aldı. İlk dört maddeyi okumak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, "İlk madde 'Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir". Bunun nesini değiştirecekler. Türkiye devleti bir cumhuriyettir. Gurur duyuyoruz. Birisinin kulu kölesi değil insanlar" dedi. İkinci maddeyi okuyan Kılıçdaroğlu "Cumhuriyet'in nitelikleri. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bunun nesini değiştirceksin! 3. Madde. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı'dır. Başkenti Ankara’dır. Dördüncü madde ilk üç maddeyle ilgili değişilik önergesi verilemeyeceğidir" dedi. CHP'ye hiç bir koşul ileri sürmemelerini, Anayasa yeniden yazacaklarının söylendiğini belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na çağrıda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu'na İzmir'den açık ve net çağrı yapıyorum. İlk dört maddenin nesini değiştireceksiniz? Çıkın şu millete anlatın. Ben de anlayayım. İzmirlileri size şöyle bir güvence veriyorum. Parlamento da tek bir CHP'li bile kalsa bu değişiklerin hiçbirini parlamentodan geçiremeyecekler. Bunun mücadelesini vereceğiz. Bu size olan inancımızdan kaynaklanıyor. Bu millete güveniyoruz" dedi.
Siyasal düşünceler farklı da olsa Türkiye'de birlikte bir yaşam olduğunu, ortak paydalarda buluşulması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu demokratik, sosyal hukuk devleti ve Atatürk milliyetçiliğinin olmazsa olmaz olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, Kurtuluş savaşında mücadele veren her etnik kökenden yurttaşın onur belgesi olduğunu belirtti.
AK PARTİLİ BAŞKANLAR İZMİR'DE BELEDİYECİLİK KURSU ALMALI
Bir kentte yaşayanların iyi ulaşım, iyi okul, sağlıklı çevre, parklar gibi istekleri olduğunu, belediye başkanlarının da temel görevlerinin bunları yerine getirmek olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu övdü. Kılıçdaroğlu, "Emin olun eğer kentine bir şeyler yapmak isteyen Türkiye'de iktidar partisinin bir belediye başkanının gelip İzmir'de bir belediyecilik kursundan geçmesi lazım. Bunu CHP'nin Genel Başkanı olarak böbürlenmek için söylemiyorum. Eğer İstanbul metrosunun İzmir metrosunun üç katı, Ankara metrosu İzmir metrosunun iki katına maloluyorsa, İzmir üçte bir fiyatına bunu yapıyorsa bu kursu olmaları zorunluluktur. Bizim başkanlarımızın özelliği her kuruşun hesabını millete vermeleridir. Tüm amaçları kenti ayağa kaldırmaktır. İzmir'in aydınlık kent oldğunu hepimiz biliyoruz. Demokrat, özgür insanların yaşadığı bir kent Fuarlar şehri olabilir. Ama asla unutulmaması gereken gerçek, İzmir demokrat insanların, aydınlık insanların yaşadığı bir kenttir Türkiye'nin neresinden gelirse gelirse gelsin bir süre sonra burada yaşayan kişi kendisini 'Ben İzmirliyim' diye tanımlar. İzmirli olmak Türkiye'de bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığı yaratan İzmirlilerdir" dedi. Kılıçdaroğlu, Aziz Kocaoğlu'nun Körfez Projesi ÇED raporunu alamaması konusundaki sorununun takipçisi olacaklarını söyledi.
EFSANE BAŞKAN
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ise yaptığı konuşmada Ahmet Piriştina ve icraatlarından sözetti. Kocaoğlu “12 yıl önce 15 Haziran 2004'de kaybettiğimiz efsane belediye başkanımız Ahmet Piriştina'nın adını bir arabalı vapura verdik. Piriştina adına kültür merkezleri yapıldı, bulvarlara isimler verdik. Kentin pek çok köşesinde isminin yaşamasını sağladık. Bunlardan birincisi İzmir Kent Arşivi ve Müzesi'ne Ahmet Piriştina'nın adını verdik. İzmir araştırma ve belleği merkezinden her kim not alırsa, yazacağı kitabın sayfanın altına Ahmet Piriştina Kent Arşive ve Müzesi notu düşecek ve adı kitaplarda da nesillerden nesillere yaşamasını amaçladık" dedi.
ÇED RAPORU ŞİKAYETİ
TDİ gemilerini alarak Körfez'de İBB'nin ulaşım yapmasını sağlayan, Körfez'de Büyük Kanal Projesi'ni bitirenin Ahmet Piriştina olduğunu belirten Kocaoğlu "Biz hem ulaşımda hem de körfezde çıtayı yükselterek yüzülebilir körfez hedefini koyduk. Ulaşımda 15 yolcu, 3 arabalı vapuru aldık. Yaklaşık 450 milyon TL harcadık. İzmir körfezindeki ulaşımı çağın da ötesine taşımak üzere yeni yapılan yerli yapım ulaşım araçları körfezde çalışmaya başladı. Dokuz yıldır uğraştığımız yüzülebilir körfez hedefinde 36 aydır, bana tek başına ÇED raporu vermezler diye DDY ile birlikte limanı işin içine katarak ÇED raporu almak için girişimde bulunduk. DDY ile birlikte ihale bedellerini birlikte üstlendiğimiz körfez temizlik projesi ÇED raporunu hala alamadık. Evrak eksik diyebilirler. Üç yıldır eksik evrak istenmez. Evrak icat edilmez. Evrak bir defa istenir. Tamamlanır. Hadi bir kez daha istenir. Sonra karar verilir. Başka hesapları bir tarafa bırakarak İzmir körfezinin yüzülebilir hale gelmesi için, İzmir turizminin hizmet sektöründe sıçrama yapması için bir an evvel bu ÇED raporu oyalamasında vazgeçilmesi gerekir. Bir çok ÇED raporları 15 gün hatta 1 haftada veriliyor. Herkes elini vicdanına koyacak, yaptığmız bilimsel çalmışmaya bakarak, saygı duyup bir an önce ÇED raporunu verecek" dedi.
İskele, metro, banliyö hattı çalışmalarını anlatan Kocaoğlu tüm projeler tamamlandığında tarihi kentler olan Selçuk'tan Bergama'ya olan İZBAN hattının 136 km'ye ulaşacağını söyledi. Kocaoğlu "Bu projenin anlaşması Ahmet Piriştina döneminde Ecevit Hükümeti zamanında yapılmış. AKP zamanında bitirilmişti. Biz yeniden ele alarak bu hale getirdik. 11 km metroyu 20 km'ye çıkarttık. 23 km tramvay hatları inşaatı sürüyor. Üçkuyular'dan Narlıdere'ye derin tünelle metro hattı yapacağız. Buca'da 9 km hattın proje çalışması sürüyor. Yerelde kalkınma için çalışıyoruz. Fuar İzmir'i 400 milyon TL harcayarak açtık. 2016 yılında düzenlenen fuarlar yüzde 50 ile yüzde 150 arasında büyüdü. Hizmet sektörüne 600 milyon TL sağlanan yıllık gelir, 1.5 milyar TL'ye çıkacak" dedi.
LEVENT PİRİŞTİNA "BABAMI DOĞRUYA GÖTÜREN İZMİRLİLERDİR"
Piriştina ailesi adına Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina yaptığı konuşmada, babasının yaşam hikayesini özetledi. Piriştina “Balkanlardan gelmiş yerleştiği kente ilk günden beri sahip çıkmış aldığı sol kültürlü ilçeye, kentine duyarlı öğrendiğini okuduğunu kente yönelik çalışmalar kamuya hizmetle mutlu olan adamın hikayesiydi babamın hikayesi. Çalışıyor, sol gelenekten geliyordu, talep ettiği görevi yapacağına inanmıştı. Onu doğruya götüren destekçisi, Atatürk ilke ve inkılaplarına inanan İzmirlilir olmuştur. Umarım her siyasetçi ürettiği kamu hizmetleriyle böyle anılsın. Babamın İzmir aşkını sevdasını kuvvetlendiren nedenlerden biri İzmir Körfezi'ydi. Temizlenmeyi görmek için farklı noktalardan denize tabak atardı. Her geçen gün görüntüsünün berraklaşmasını takip ederdi. İsmini ölümsüzleştiren Büyükşehir Belediye Başkanı ve mesai arkadaşlarına teşekkür ediyorum" dedi.
VAPURUN ÖZELLİKLERİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi “Hasan Tahsin" araba vapuru geçtiğimiz Ekim ayında hizmete almıştı. Ahmet Piriştina'nın ardından ise yapımı tamamlanan ve donatımı süren 'Kubilay' arabalı vapuru da gelecek aylarda hizmete girecek. Yeni yolcu gemilerinden de 9'unu işletmeye alan Büyükşehir Belediyesi 10'uncu Gemisi 'Sait Altınordu' Nisan veya Macyıs ayında Körfez'e gelecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan 3 yeni arabalı vapur da Betmatik aynı özelliklede inşa ettirildi.
KILIÇDAROĞLU İLÇE BAŞKANLARINI DİNLEDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, vapur hizmete alma töreni öncesi Swiss Otel'de CHP'li ilçe başkanlarıyla biraraya geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İl Başkanı Alattin Yüksel, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır ve Genel Başkan Yardımcılarının katıldığ toplantıda Kılıçdaroğlu, CHP'nin 30 ilçe başkanından partisinin ilçedeki örgütlenme, üyelik ve diğer sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu'nun seçim olmasa da çalışmalara devam etmelerini istediği öğrenildi.
BALIKLIOVA'DA EVİ YIKILANLAR KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞTÜ
Kılıçdaroğlu, CHP İlçe başkanları ile toplantı yaptığı sırada otel dışında daha önce Urla ilçesi Balıklıova mahallesinde Özel İdare'den kiraladıkları daha sonra Urla Belediyesi'ne geçen araziler üzerindeki ruhsatsız ve tapusuz evleri yıkılan 30'a yakın Balıklıovalı basın açıklaması yaptı. Kılıçdaroğlu ile görüşme taleplerini açıkladı. Bunun üzerine üç temsilci otele alınarak Kılıçdaroğlu'yla biraraya geldi. Balıklova'da evi yıkılanlar Kılıçdaroğlu'nun Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ve ilçe başkanı ile konuşacağını bir çözüm bulununup bulunamayacağı konusunda talimat vereceği söylediğini açıkladı.
SEFERİHİSAR'DA COŞKULU KARŞILAMA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sosyal Demokrat Yerel Yönetimler toplantısına katılmak için Seferihisar ilçesine geçti. Yol boyunca iki kez önü vatandaşlarca kesilen Kılıçdaroğlu, ayaküstü sohbet etti, fotoğraf çektirdi. Kılıçdaroğlu, daha sonra kendisini coşkuyla bekleyen ilçe halkını selamlayıp Dutlaraltı kahvesine geçti. Burada kadınların kendisi için hazırladığı börek ve sarmadan tadan Kemal Kılıçdaroğlu, “Kadınların yaptığı yemek geldi, ama erkekler bir çay getiremedi" sözleriyle, kadın partililerle sohbet etti.
KADINLARA DAHA AKTİF OLMALI
Kahvehane önünde toplanan vatandaşlara seslenen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Burada olmaktan mutluyum, çok güzel bir coğrafyada yaşıyorsunuz. Çalışkan bir başkanınız var. Ben de çalışıyorum, emek gösteriyorum. Benim çalışmam yetmez hep beraber çalacağız. Güzel Türkiye'yi yükselteceğiz. Kadın erkek eşitliğini 1934 yılında sağladık. Seçme seçilme yetkisini getirdik. Onun da bir adım ötesine geçmek zorundayız. Hayatımızın bütün alanında kadınlarımız aktif olmalı. Yönetimin her alanında aktif olmalı. Söz sahibi olmalı bunları yayarsak sorunları aşarız" dedi.
6 MİLYOR EURO ÖNERİSİNİ YİNELEDİ
Suriyeliler Konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, “Suriyeliler kentinizde varlar. Avrupa'ya gitmek için Yunan adalarına geçiyorlar. Büyük acılar çekiyorlar, dram yaşanıyor. Eğer Ege'nin kıyılarına, Suriyeli çocukların küçük bedenleri düşüyorsa bunun sorumluğu kime aittir? Bu soruyu kendimize sormamız lazım. Bataklığa kim soktu? Suriye'de binlerle insanın birbirini öldürmesine kim neden oldu? Neden o insanlar Türkiye'ye sığındılar? Bütünü bunların hepsinin oturup hesabının yapılması lazım. İnsanlar üzerinden pazarlık yapılıyor. Bir insanın hayatı parayla ölçülmez, değer biçilemez. Bir insanın hayatı bu kadar çirkin bir pazarlığa konu olamaz. Eğer onlar bunu öneriyorsa biz de şunu öneriyoruz. 6 milyar euro verelim, hepsini siz alın. Neden bunu yapıyorsunuz bize?" dedi.
DOĞUDAKİ OLAYLARI GÖRÜYORSUNUZ
Ülkede inancı, kimliği, ne olursa olsun herkesin huzur içinde yaşayabileceğini de vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz Cumhuriyet tarihinde bunu gösterdik. Bundan sonra da bizleri ayrıştırmak isteyen olabilir. Bu tuzağa düşmemeliyiz. Kardeşçe, dostça birlikte yaşayacağız. Güneydoğu'daki olayları görüyorsunuz. Ben de görüyorum. Oraya milletvekillerimizi gönderiyoruz. Raporlar sunuyorlar. Onlar da bire bir tanık oluyorlar. Televizyonların altında geçen Türkçe yazıları çıkartın Arapça koyun dersiniz ki bu manzara Suriye'de yaşanıyor. Kendimize şunu sormamız lazım. Ne oldu da Türkiye bu hale geldi. 2002 yılında iktidar oldukları zaman terör yoktu. Şimdi tam bir terör batağı içinde. PKK yetmedi IŞİD başımıza bela oldu. Bunları kim yaptı, bunlarını sorumlusu kim? Bu ülkeyi yönetenler" dedi. Askerin geçmişteki operasyon isteklerine valililerin izin vermediğini de savunan Kılıçdaroğlu , “Şehirler silah deposu haline geldi. 100 günden beri küçük ilçeyi temizleyemediler. 100 gündür. Yüzlerce şehidimiz geldi. Bu terör örgütüne dokunmayın dilenler kimlerdir? Oraya askeri göndermeyenler kimlerdir? Hepimizin düşünmesi lazım. Her insanı seviyoruz. Bütün insanlarla kucaklaşmak istiyoruz. Hangi bölgede yaşarsa yaşasın. Çanakkale'de savaşırken aramızda ayrılık gayrılık mı vardı? Dedelerimiz kucak kucağa yatıyor. Güzel bağımsız Türkiye'yi beraber kurdular. Neden bu kavga? Neden bu ayrılık? Neden birilerinin maşası olmaya başladı birileri? Bunların tamamını bitireceğiz" dedi.
ÜÇÜNCÜ SINIF KADROLARLA ÜLKE YÖNETİLMEZ
Üçüncü sınıf bir kadronun Türkiye'nin sorunlarını çözemeyeceğini anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, “Sorunları çözecek tek parti CHP'dir. Doğudaki kardeşlerimize sesleniyorum. Sorunlarını çözecek tek parti CHP'dir. Hiçbir ayrım yapmadan 78 milyon yurttaşı kucaklıyoruz. Gelin beraber birlik olalım. Güzel Türkiye'de yaşayalım. Birilerinin ekmeğine yağ sürmeyelim. Sorunlarımız var, akılla çözelim. Elde silahla kavgayla sorun çözülmez. Akılla mantıkla çözülür. 7 Hazirandan sonra 'bizi tek başına iktidara getirmediniz bunlar oldu' dediler. Tek başına iktidar oldular, sorunu çözdüler mi? Hergün şehitlerimiz geliyor. Bunlar sorun çözemez. Bir iktidar sorun haline gelmişse sorunu çözemez. AKP, sorun çözemez yeni sorunlar yaratır" dedi. Kılıçdaroğlu, çiftçi ve süt üreticisinin de sorunları olduğunu, Türkiye'nin kendi sorunlarını çözecek yetenek ve kapasitede olduğunu söyledi.
"ARTIK KENDİMİZİ ANLATMA ZAMANI"
İzmir'deki açılışlardan sonra Seferihisar ilçesine geçen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada Sosyal Demokrat Belediyeler Birliği (SODEM) toplantısına katıldı. SODEM ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'in ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun kısa açılış konuşmalarından sonra Kılıçdaroğlu, kürsüye geldi. Yaptıkları hizmetleri yeteri kadar anlatamamalarını “Bizim dışımızdaki belediyeler bir pire yapıyorlar, onu deve diye satıyorlar ama biz deve yapıyoruz bir pire kadar bile satamıyoruz" sözleriyle anlatan Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarımız, başarılı işler yapıyorlar ama mütevazi kişiliklerinden geniş kitlelere bunu aktarmıyorlar. Ama aktarmalıyız ki, halk nefes almak için CHP'li belediyelerin olduğu yere gider. Tipik bir örnek vereceğim. Köklü tarihi olan Bursa'yı düşünün, başkent Ankara'yı düşünün. Bir de arada Eskişehir var. Turistler, Eskişehir'e gelir. Bir vaha gibi orası. Kültür havzasına dönüşmüş durumda. Güzel şeyler yapıyoruz ama yeteri kadar anlatamıyoruz" dedi. Belediye başkanlarına kentli ne ister sorusunu yönelten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kentli vatandaş, önce der ki 'altyapı sorun olmasın' bunu ister. Bu sorunun temel sorun olduğu kavramıştır. Ulaşım sorunu olmasın ister. Çevre kirliği olmayan bir kent ister. Kışın yoğun duman sis içinde yaşamak istemez. Doğayı parkı olan güzel bir kent ister. Başka ne ister? kentinin bir kimliği olsun ister. Ben burada yaşıyorum. Ankara Yeni Mahalle'de yaşıyorsa, Yeni Mahalleliyim, Ankaralıyım, Eskişehirliyim, İzmirliyim demek ister. Ona sahip çıkmak ister. Kentin estetik değerlerine dokunulmamasını ister. Eğer bir yerde tarihi eser varsa yapılaşmanın tarihi esere gölge düşürmemesini ister. Tabela kirliliğinin olmadığı bir kent ister. Bunlar kentli olmanın asgari normları. Çocuklarına uygun sosyal yaşam isterler. Kenti kendisine sorulmasını ister. Ben başkanı seçtim ama o beni dinliyor der. Bazı projelere beraber karar verdik der" dedi.
"VATANDAŞA DANIŞIN NASİHATI"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarından halkla iç içe olunmasını ve onlara danışmalarını da isteyip, “Ben hatırlarım kaldırım taşı döşenirken bile kentlilerden fikir alındı. Bunun önemi yokmuş gibi düşünebilir ama halk şunu düşünür 'belediye başkanı benim düşünceme saygı gösteriyor' der, bunu düşünür. Kentli kendisi dışındaki canlılara da saygı ister. Bu bazen biri ağaçtır, bazen bir kedidir. Bunu en çok bizim çocuklarımız söyler, ister. Kentin kendisine değil bizimle beraber kentte yaşayan canlılara değer vermek zorundayız. Bunlara baktığımız zaman bizim CHP'li belediyeler bir ilke sahiptir. Örneğin ilk toplu konut projesi CHP'li belediye yapmıştır. İlk metroyu ilk CHP'li belediyeler yapmıştır. İzmir'in metro maliyeti İstanbul'un 3'te bir fiyatına yapar. Bu fiyatlara rağmen Ankara ve İstanbul beceremedi yapamadı, Ulaştırma Bakanlığı el koymak zorunda kaldı. İzmir tek başına hayata geçirdi. Bu aslında bir CHP'li belediyenin neler yaptığını gösteriyor. Aynı zamanda bizim faaliyetlerimiz de engelleniyor. İlk metrobüs uygulamasını 40 yıl önce Ankara'da CHP'li belediyesi yaptı. Tanzim satışı CHP'li belediyeler hayata geçirdi" dedi.
CHP'li belediyelerin, kent rantını rantçıya değil kentliye verdiğini de vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarımdan gecekondu bölgelerine kreş açmalarını istiyorum. Orada yoksul kadınlar, çocuklarını getirsin. Onlara her türlü hizmet verilsin. O kadınlara kenti yaşamalı, alışveriş merkezine gidebilmeli, sinemaya gidebilmeli. Denizin kıyısına gidip hayatı yaşayabilmeli. Bütün bunlara bakıldığı zaman CHP'li belediyeler, gerçekten önemli görevler yapıyorlar ama sanki CHP'li belediyeler hiçbir şey yapmıyor gibi algı yaratılıyor. Madem ki hizmet veriyoruz. Başkan olduğumuz yerlerde sürekli oy oranımızı artırıyoruz. O zaman biz halka güven veriyoruz demektir. Şimdi bunu Türkiye sathına yaymalıyız. Sosyal demokrat bir belediye iyi hizmet verir, mutlu hizmetler yaratmak, insanları mutlu kılmak için yola çıkar. Her kuruşun hesabını kendi vatandaşına veren belediyedir. İktidarın baskısını sonuna kadar arkasında hissederler. Bir ara polis basarsa hangi önlemleri alacaksınız diye özel bir bilgi vermiştik. Kendi belediye başkanlarına izni bir günde çıkartıyorlar, bizim belediye başkanlarımıza 3 yıl geçiyor hala çıkmıyor, vermiyorlar. Ama ister versinler ister vermesinler kentleri çağdaş kent haline getirmek çağdaş kimlik vermek bizim vazgeçilmez görevimizdir" dedi.
"İBADETHANELERE İLGİ TAVSİYESİ"
Belediye başkanlarına seslenen Kılıçdaroğlu, “Nerede bir ibadethane varsa temizliğini yapın. Halk, ibadetini yaparken güzel temiz alanda ibadet etmek ister. İster cami, cemevi, kilise, havra olsun herkese hizmet verirler ama bunun propagandasını yapmazlar. Vatandaşın yaşam tarzı, kimliğinden, inancından dolayı ayırmazlar. Bütün vatandaşlarını kucaklarlar. Güzel hizmet vermeleri için böyle bir çatı altında örgütlenmeleri ayrıca güzel. Ortak ses çıkarmamız lazım. Belediye başkanımız gitmiş üreticimizin malını toptan alıp okullara dağıtabiliyor. Hem üretici memnun, hem başkanımız önemli bir görev yapıyor, hem de portakalları yiyen öğrenciler mutlu. Bunu yapmak hepimizin görevidir. Bizim yaptığımız görevleri bazen birileri 'biz yaptık' diye satın alıyor. İzmir kuş cennetinde, filamingo adası yapıyor dünyanın parasını harcıyor belediye, hükümet 'bunu biz yaptık' diyor, satın alıyor. 'Onlar 'biz yaptık' diyor. Biz olsak utanırız ama onlar 'biz yaptık' diyor" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalar Belediyesi'nin CHP tarafından kazanılmasından sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaklaşımını da eleştirdi.
Utku BOLULU- Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA)
CHP' KALESİNDE KONUŞTU
CHP' KALESİNDE KONUŞTU
HaberOvasi.Com HaberOvasi.Com
SİYASET
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ak Parti Hükümeti'ni yeni Anayasa değişikliği ve Avrupa ile yapılan göçmen pazarlığı konusunda eleştirdi.
Paylaş: