“Türk kadınının, Cumhuriyet öncesine dayanan ‘eşitlik’, ‘adalet’, ‘toplumsal yaşamda var olma’ mücadelesi, Cumhuriyetin ilanı ve ulusumuzun büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimleriyle ivme kazanmış; 87 yıl önce bugün seçme ve seçilme hakkını elde etmesiyle bu mücadele zaferle taçlandırılmıştır.
İşte bu nedenle biz kadınlar, Cumhuriyet’e ve eşitlik mücadelemize en büyük katkıyı sunan büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’e minnet borçluyuz.
Türkiye Cumhuriyeti, kadınların siyasi hak elde etmeleri noktasında diğer birçok batılı ülkeye öncülük etmiş olsa da 87 yıllık süreç göz önüne alındığında Türkiye'de kadın hakları meselesi gelişmek ve değişmek yerine, geriletilmiş, sekteye uğratılmıştır. Bunun en büyük sebebi ise kadını ikincilleştiren, kadını sosyal, siyasal ve ekonomik hayattan soyutlamayı felsefe haline getiren anlayışların yarattığı tahakkümdür. Cumhuriyet Devrimi rotasından uzaklaşıldıkça, Türk kadınının elde ettiği haklar kâğıt üstünde kalmış, budanmış, özgürlüğünden mahrum kalmıştır.
Bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için, görev yine biz kadınlara düşüyor!
Cumhuriyet devriminin mimarına olan borcumuzu, bu uğurda tarih boyunca büyük mücadeleler yürüten, bedeller ödeyen bütün kadınlara olan borcumuzu; daha çok çalışarak, temsil gücümüzü arttırarak, kadını toplumsal hayattan soyutlayan bütün yaklaşımları yok ederek ödeyeceğiz.
Bu mücadeleyi, Cumhuriyet Devrimleri’nin yol göstericiliğinde kazanacağız!
Bu duygu ve düşüncelerle Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde edişinin 87’nciyılı hepimize kutlu olsun…”