"Babam benim antrenörümdü onun sayesinde bu spora başladım. İlk katıldığım yarışmada ikinci oldum. Daha sonra genç milli takıma girdim. Daha sonra da milli takımdaki kariyerim başlamış oldum. 1998 yılında Almanya'daki Salon Avrupa Şampiyonası'nda birinci oldum. Orada Türkiye rekorunu kırarak 18 metrede 296 puan aldım. Yine 18 metre toplam rekoru olarak da 589 puan aldım. Hala 1998'den beri bu rekor kırılamadı. Yine takım olarak dünya ikincilikleri ve üçüncülükleri kazandık. Babam, ben, kız kardeşim ve benim iki kızım da okçuluk sporuyla ilgileniyorlar. Ailecek bu sporun içindeyiz. Bundan da çok memnunum."
'TÜRKLERİN KADİM SAVAŞ ALETİ'
Türkiye'de son dönemde özel okçuluk kulüplerinin sayısının ve sporcu sayısının hissedilir düzeyde arttığını dile getiren Deniz Günay Derebaşı şöyle devam etti:
"Hatta salonlar bazen yetmiyor. Ancak yinede yeterli değil. Ok ve yay Türklerin kadim savaş aleti. Okçuluk Federasyonumuzun amblemi de at üzerinde ok atan sipahidir. Osmanlı'da da halen ismen kullanılan sadece okçuların kullandığı 'Okmeydanı' vardı. Eski Türklerden bu yana okçuluk çok önemli bir yere sahipti. Daha sonra maalesef önemini kaybetti. Okçuluk daha sonra unutulan bir geleneksel spor oldu. Türkiye okçulukta olması gereken yerde değil. Çok çok daha iyi yerlerde olabilirdi."