Öne Çıkanlar haber Adli kontrol

S-400’LE İLGİLİ SÜREÇ DEVAM EDECEK

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’na ilişkin düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki gelişmelere ve toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını cevapladı.

“S-400’LERİ BİZ KONTROL EDECEĞİZ, TÜRK SUBAYLARI KULLANACAK”

Bu konu nereden çıktı? Bildiğiniz gibi Amerikan iç siyasetinde Rusya Trump’ın seçildiği yıl o seçimlere müdahale etti mi-etmedi mi tartışması ki hâlâ bitmiş değil, yani son 2-2,5 yıldır Amerika’nın en çok konuştuğu mevzu, o bağlamda Amerikan yönetimini, biraz da kongresinin Trump yönetimine bu konuda bir hat çizmek, bir mesaj vermek, belki de cezalandırmak için gündeme aldığı bir konuydu. Daha sonra konu çok başka yerlere gitti, yani özellikle bizim Barış Pınarı Harekâtı’ndan sonra Amerikan yönetiminin belli kolları, kongredeki belli destekçilerin YPG’nin oyununun bozulmasından sonra gösterdiği reaksiyon, irrasyonel tepkiler, o duygusal patlamalara gördük hepimiz. Bunlarla birleşince bir anda bu mevzu ya hep, ya hiç sıfır toplamlı bir oyun meselesi hâline geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız 13 Kasım’da Washington’a yaptığımız ziyarette Beyaz Saray’da Kongre üyelerine de tek tek bunları anlattı, konunun zannettikleri gibi olmadığını, teknik açıdan bakıldığında S-400’lerin F-35’lere bir tehdit oluşturmasının söz konusu olmadığını, kendilerinin teknik anlamda zihinlerinde birtakım endişeler varsa bunları giderebilecek birtakım düzenlemelerin de yapılabileceğini, ama bu konuda kendilerini kapatmış görünüyorlar, çünkü konuyu tamamen siyasileştirdiler, bundan dolayı da şimdi tabi bir pozisyon empoze etmeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçeve son derece net; S-400’den geri adım söz konusu değil. Ama Türkiye olarak biz S-400’leri kullandığımızda F-35’ler veya NATO güvenlik sistemi veya F-16’lar veya başka uçak sistemleriyle ilgili bir riskin oluşmaması için de zaten gerekli düzenlemeleri yapacağız. S-400’leri biz kontrol edeceğiz, yani bizim subaylarımız kullanacak.

Dahası, biz Patriot’ları alma konusunda da hazır olduğumuzu ifade ettik. Daha sonra biliyorsunuz İngiltere ziyareti sırasında Fransa Devlet Başkanı,  Cumhurbaşkanı Sayın Macron’un bir-iki açıklaması oldu, ‘biz işte SAMP-T füzelerini, yani EUROSAM üzerinden bunları vermeyi teklif ettik, ama Türkiye almadı’ gibi bir şey söyledi; bu doğru değil. Bir kere SAMP-T füzelerinin alınmasıyla ilgili Türkiye’nin EUROSAM’la yürüttüğü bir süreç var, ama Türkiye hiçbir zaman ‘ben bunları almayacağım’ demedi. Tam tersine o süreci yavaşlatan Avrupa tarafı oldu. Yine mesele, bizim için iki tane önemli konuda kilitlendi. Birisi; kredi ve fiyat meselesi. İkincisi de; ortak üretim meselesi. Bunlar gerçekleştiği zaman biz SAMP-T füzelerini de alabiliriz. Bunu Cumhurbaşkanımız Macron’a da söyledi.

“NATO İTTİFAKI İÇERİSİNDE, S-400’LERİN ETKİN BİR ŞEKİLDE KULLANILACAĞI BİR FORMÜL ÜZERİNDE ÇALIŞACAĞIZ”

Dolaysıyla biz Batı ittifakı içindeki dostlarımıza kapıyı hiçbir zaman kapatmıyoruz, açıkça söylüyoruz. Biz nasıl enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmek zorundaysak, millî savunmayla ilgili, savunma sanayiyle ilgili kaynaklarımızı da çeşitlendirmek durumundayız. Bunu gelip sadece tek bir yere bağlamak istediğimiz zaman, o zaman bizim güvenlik ihtiyaçlarımızı karşılayacak adımları neden atmıyorsunuz sorusunu sormak durumundayız. Biz bunu da gördük, yani Patriot füzelerinin, bize ödünç verilen füzelerin önce Amerika, daha sonra Almanya tarafından nasıl çekildiğini hep birlikte gördük. İşte bunları tamir, bakım vesaire gerekçeleriyle biliyorsunuz 2015-2016’da çektiler, ondan sonra bir daha geri getirmediler. Yani Suriye savaşının en yoğun olduğu dönemlerde, bizim birçok tehdit altında olduğumuz dönemlerde o Patriot füzelerini çektiler. Şimdi Türkiye’ye nasıl bir mesaj veriyor bu? Türkiye bu konuda bir sürü adım attı, bir sürü çaba sarf etti, ama neticede S-400’ler alındı, o iş bitmiştir. Ha bundan sonrasıyla ilgili biz yine NATO ittifakı içerisinde hem kendi hava savunma sistemimizi garanti altına alacak hem de S-400’lerin etkin bir şekilde kullanılacağı bir formül üzerinde çalışacağız. Bu konuda müttefiklerimizle birlikte Amerika Birleşik Devletleri dâhil ortak çalışmaya biz hep hazır olduğumuzu ifade ettik, oradan bir geri adım söz konusu değil. Ama tek taraflı olarak, yani pozisyon empoze etmek, sadece bu alternatif var, başka bir alternatif söz konusu dediğinizde biz de buna doğal olarak itiraz ediyoruz; hayır, alternatifler var, ara çözümler bulunabilir, ara tonlar var bu siyahla beyaz arasında, bunları bulup ortaya çıkartabiliriz. Şu ana kadar vardığımız bir mutabakat söz konusu değil, ama müzakerelerimiz bundan sonra da devam edecek.

Soru: Siz S-400 alımı ve Amerika’nın olası yaptırımlarından bahsettiniz, ama Türkiye’ye ambargo uygulanmasına dönük tasarının ABD Kongresinin Dış İlişkiler Komitesi’nden geçtiği belirtiliyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

Bir de, Cumhurbaşkanı Libya’ya asker gönderilmesi ya da eleman gönderilmesi olarak tabir etmişti, bu noktada Libya’dan talep gelirse diye bir şart koşmuştu. Libya ile temaslar sürüyor. Bu noktada Libya’dan gelen herhangi bir talep söz konusu mu?

“S-400’LE İLGİLİ SÜREÇ DEVAM EDECEK”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Şimdi Kongre’deki o süreci biz de yakından takip ediyoruz. Demin de ifade ettiğim gibi, yani bunun bizim S-400 alımımıza, kullanımımıza dönük bir etkisi olmayacaktır, onu açık bir şekilde ifade edeyim. Yani Kongre’den bu tasarı geçse de-geçmese de, ne şekilde geçerse geçsin S-400’le ilgili süreç devam edecek. Tabii tasarının Komisyon’dan Genel Kurul’a gelmesi, Senato’dan geçmesi; bunlar ihtimal dâhilindedir.

Daha sonra biliyorsunuz Başkanın önüne gelecek. CAATSA Yasası’nda da 12 tane madde var, bunların içinden en az beş tanesini Başkan seçmek durumunda, o beş maddenin hangilerini Sayın Trump seçecektir; daha önümüzde bir süreç var. Sayın Trump’ın bu konuda iyi niyet içerisinde olduğunu zannediyorum hepimiz takdir ederiz. Bunu kamuoyu önünde de söyledi, basın önünde de söyledi, bizimle yaptığımız toplantılarda da, Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantılarda da birçok kez ifade etti. Bu yasadan rahatsız, bunun uygulanmasını istemiyor.

Ama tabii Kongre’den geçmiş bir yasa olduğu için de bir noktadan sonra onun da eli-kolu bağlı, bunu anlayabiliyoruz. Ama daha sonra bu yaptırım yasasında bulunan 12 maddenin hangilerini seçeceğine dair tercih hakkı da Başkan’ın elinde. Dolayısıyla o aşamalara geldiğimizde bunu göreceğiz. Ama dediğim gibi, Kongre üyelerinin burada gözlerini ve kulaklarını gerçeklere kapattıkları anlaşılıyor. Yani biz birçok defa böyle bir teknik çalışmayla dile getirdikleri endişelerin izale edilebileceğini söylememize rağmen bu çalışmadan ısrarla kaçıyorlar.

Bu konunun olmuş-bitmiş bir mesele olduğunu söylüyorlar. Tabii ki bizim bunu kabullenmemiz mümkün değil, bizim uzmanlarımızın bu konuda dile getirdiği görüşler de son derece açık ve net.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.