Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ'ın işgalden kurtarılmasında kritik öneme sahip Şuşa kentinin işgalden kurtardığını açıkladı.
Eylül ayında Azerbaycan ile Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermenistan arasında yaşanan gerilim kısa bir süre içerisinde çatışmaya dönmüştü…
Bölgede yüzlerce insan yaşamını yitirirken bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev kritik bir açıklama yaptı. Aliyev, Dağlık Karabağ’da çok stratejik bir nokta olan Şuşa kentinin yönetimini ele geçirdiğini duyurdu.
Şuşa’nın kurtarıldığını açıklayan Aliyev, “Müzakere süreci hiçbir işe yaramadı. Masa arkasında bir sonuç alamadım. Bizi oyalamaktan başka bir şey yapmadılar” ifadesini kullandı.
Aliyev, “Bütün tarihi abidelerimizi yeniden restore edeceğiz. Bütün camilerimizi yeniden inşa edeceğiz. Bugün Azerbaycan bayrağı Şuşa kentinde dalgalanıyor. Biz bekledik ve güç topladık, hiçbir baskıya bakmayarak güç topladık. Bu ekonomik güçtü. Bugün Azerbaycan ekonomik olarak hiçbir ülkeye bağlı değil, hiçbir ekonomik kuruluşa bağlı değil” dedi.
ERDOĞAN’DAN AÇIKLAMA GELDİ
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kocaeli 7. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, Ermenistan işgalindeki Şuşa’nın Azerbaycan tarafından geri alınmasıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Erdoğan, “Azerbaycan’ın Şuşa zaferini kutluyorum. Türkiye, Azeri kardeşlerinin her zaman yanında. Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimizdir. Şuşa’nın kurtuluşu, işgal altındaki toprakların kalan kısmının özgürlüğüne kavuşmasının yakın olduğunun da işaretidir. 30 yıldır Minsk üçlüsü tarafından adeta ihmal edilen, aldatılan ve masa başında 30 yıldır akıbeti meçhul olarak bekleyen kardeşlerimiz, bütün bu sabrın sonunda ‘men sabera zafera’ diyerek sabrettiler ve zafere ulaştılar” dedi.
27 Eylül’de Azerbaycan ile Ermenistan arasında gerilim patlamıştı… Taraflar birbirini bölgeye saldırmakla suçlarken, yaşanan gerilimi masa başında çözmek için uluslararası çaba sarf edildi.
Fakat taraflar masaya oturmasına rağmen çatışma ve ölüm devam etti. Ermenistan ordusu, başta Azerbaycan’ın en büyük ikinci kenti Gence olmak üzere birçok yerleşim birimine saldırdı.
27 Eylül sabahı başlayan çatışmalar aralıklı olarak devam ederken şu ana kadar yaşanan gerilimde yaklaşık 140 sivil yaşamını yitirirken binlerce insan da yaralandı.
Yetkililer yaşanan çatışmada yaşamını kaybeden askerlerin sayısını açıklamazken bunun da 5 bine ulaştığı tahmin ediliyor.
GERİLİMİN SEBEBİ ERMENİ İŞGALİ
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Karabağ, Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir gerilim bölgesi haline geldi. Karabağ Ermenileri, Karabağ'ın Sovyet Azerbaycan'dan Sovyet Ermenistan'a geçmesi gerektiğini talep etmesiyle tırmanan gerilim 20 yılı aşkın bir süredir devam ediyor.
Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyor. Bölgede 1991 yılında ‘Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.
Bölgedeki gerilim bölgedeki doğalgaz ve petrol boru hattı koridoru dolayısıyla uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor.
KAN DONDURAN OLAY: HOCALI KATLİAMI
Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.
Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat'ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'ten fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.
Bütün dünyanın kanını donduran Hocalı Katliamı 1992’de yaşanmıştı.
Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşımaktaydı. Kasaba Hankendi'yle Ağdam'ı bağlayan yolun üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı için üs konumundaydı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporuna göre Hocalı kasabası Hankendi'yi top ateşine tutan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni kuvvetler tarafından top ateşine tutulmaktaydı.
Aralık 1991'de Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerilerin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra, Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kaldı. 30 Ekim'den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. 20 Kasım 1991'de Hocavend semalarında Mi-8 helikopterin Ermeni kuvvetler tarafından vurulması ve sonuçta birkaç Azerbaycan devlet resmileri, Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kişinin ölümünden sonra, hava ulaşımı da kesilmişti. İşgalden önce 1991-1992 kış aylarında Hocalı sürekli olarak bombalanmıştır. Hocalı’dan çıkmış mültecilerin İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne söylediklerine göre, bazı durumlarda bombardımanlar açıkça sivil hedeflere karşı yönlendirilmiştir. Saldırı öncesi, birkaç aydır kasaba elektrik ve gazdan yoksundu.