Resmî ziyaretini gerçekleştirmek ve bazı temaslarda bulunmak üzere Kırgızistan’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov'ın ev sahipliğinde Çolpon Ata kentinde düzenlenen Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi’ne katıldı.
Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye'nin üyesi olduğu Türk Konseyi’nin 6. Zirvesi’ne Özbekistan ‘onur konuğu’, Macaristan ise ‘gözlemci ülke’ sıfatıyla katıldı. Ruh Ordo Kültür Merkezinde düzenlenen zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
“FİKİRLER EYLEME GEÇMEDİĞİ SÜRECE ASIL DEĞERİNİ BULAMAZ”
Konuşmasına, 31 Ağustos'ta kutlanan Kırgız Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının 27. yıl dönümü sebebiyle tebriklerini ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009 yılında kurdukları Türk Konseyi’nin aradan geçen sürede kurumsal kimliğini güçlendirdiğini ifade etti.
Büyük Türk ve İslam düşünürü Yusuf Has Hacip'in, Kutadgu Bilig adlı eserinde yer alan ‘Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur’ sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı kara toprağın altındaki altın gibi fikirler de eyleme geçmediği sürece asıl değerini bulamaz” diye konuştu.
“YÜZLEŞTİĞİMİZ SORUNLARLA ETKİN BİR ŞEKİLDE MÜCADELE ETMEK İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAMIZ ŞARTTIR”
Ortak çaba, vizyon ve hayallerin eseri olduğunu söylediği Türk Konseyi’nin, aynı zamanda müşterek bir idealin de sembolü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bizleri bir araya getiren sadece dilimiz, tarihimiz ve kültürümüz değil, güvenli ve müreffeh bir geleceği hep birlikte inşa etme arzu ve irademizdir. Refahımızı ilerletmek, kalkınma hamlelerimizi başarıya ulaştırmak ve yüzleştiğimiz sorunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek için güç birliği yapmamız şarttır” ifadelerini kullandı.
Türk Konseyi'nin; İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve diğer çok taraflı platformlar ile eşgüdüm içinde faaliyet göstermesine önem verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda, konseyin, Birleşmiş Milletler nezdinde gözlemci statüsü kazanmasını da arzu ediyoruz. Ayrıca, üye ülkelerin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla iş birliklerini derinleştirme çabalarına destek oluyoruz” şeklinde konuştu.
“ULUSLARARASI PRENSİP VE KURALLARIN HOYRATÇA İHLAL EDİLDİĞİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”
Son dönemde uluslararası teamül, prensip ve kuralların hoyratça ihlal edildiği bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı ülkeler, uluslararası meselelerin çözümünde diplomasi, diyalog ve çok taraflılık yerine; tehdit, baskı ve şantajı öne çıkarmaya çalışıyor. Ticaret kısıtlamaları, gümrük vergileri ve yaptırımlar gibi araçlar üzerinden, uzun yılların eseri olan anlaşmalar bir anda anlamsız hâle gelebiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin; uluslararası toplumla dayanışma içinde diyaloğu, diplomasiyi, adaleti ve hukuku savunmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Türk devletleri olarak kendi aramızda sergileyeceğimiz iş birliği ve dayanışma, uluslararası sistemin adaletli şekilde işletilmesine de katkıda bulunacaktır” diye ekledi.
Türk Konseyi’ne üye ülkeler arasındaki iş birliği gayretlerinin, eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde ilerlemeye devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların sergilediği gönül birlikteliğinin de ulaşım ve iletişim imkânlarının artmasıyla giderek geliştiğini söyledi.
Konseyin 6. zirvesine tema olarak ‘Gençlik ve Spor’ konusunun belirlenmesini isabetli bulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin; Türk dünyası başta olmak üzere 160'ı aşkın devletten 17 bin gence üniversitelerinde Türkiye burslarıyla eğitim imkânı sunduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Göçebe Oyunları'nın 4'üncüsüne 2020'de Türkiye'nin ev sahipliği yapacak olmasından da büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek Kırgızistan'a, bu spor ve kültür etkinliğinin Türk dünyasına kazandırılmasına verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti.
“ULUSLARARASI TİCARETİN DOLARA OLAN BAĞIMLILIĞI KARŞIMIZA BİR ENGEL OLARAK ÇIKMAYA BAŞLADI”
Türk dünyasının son yıllarda jeo-ekonomik öneminin daha da arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya’nın; 70 milyon civarında nüfusa ve yetişmiş insan kaynağına sahip, yatırım imkânları geniş, yıllık millî gelir toplamı 350 milyar doları aşan mümbit bir coğrafya olmasına rağmen, sahip olduklarına eşdeğer bir ekonomik performans sergileyemediği ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret hacmini yükseltmek ve potansiyeli daha iyi değerlendirebilmek için yeni açılımlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Uluslararası ticaretin dolara olan bağımlılığı, artık karşımıza bir engel olarak çıkmaya başladı. Biz bu konuda kendi para birimlerimizle ticaret yapılması seçeneği üzerinde yoğunlaşmayı öneriyoruz. Çağımız bize ulaştırma ve iletişim ağlarının geliştirilmesi için de önemli imkânlar sunuyor. Bu bakımdan Kafkasya ve Orta Asya'yı aşarak Çin'e kadar ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimine önem veriyoruz. 'Modern İpek Yolu-Orta Koridor' olarak bilinen bu projenin en önemli ayağı Azerbaycan'la birlikte yürüttüğümüz Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi'dir. Böylece Batı Avrupa'dan çıkan bir tren, kesintisiz olarak Hazar Kıyılarına, oradan da Aktau Limanı üzerinden Şanghay'a ve Seul'a ulaşabilecektir. Bu önemli ulaşım hattı, halklarımızın refah seviyesinin artmasına ve ilişkilerimizin gelişmesine katkı sağlayacaktır.”
Enerji alanında da iş birliğinin artırılmasına önem verdiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projelerinin, bu iş birliğinin en önemli meyveleri olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney gaz koridorunun belkemiği olan TANAP'ı da haziran ayında faaliyete geçirdiklerini hatırlattı ve Hazar Denizi'nin Statüsüne İlişkin Sözleşme’nin imzalanmasından duyduğu memnuniyeti de aktardı.
“YALAN VE GİZLİLİK FETÖ’NÜN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİDİR”
Konuşmasının devamında Türkiye’nin FETÖ, DEAŞ ve PKK gibi farklı terör örgütleriyle yoğun bir mücadelenin içinde bulunduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili ve 251 vatandaşımızın katili olan FETÖ'nün tasfiyesine büyük önem veriyoruz. Bu yapı, bir dönem ülkemizde olduğu gibi dünyanın dört bir yanında eğitim kurumları üzerinden örgütlenmiştir. Takiyye, yalan ve gizlilik bu örgütün en önemli özelliğidir. Son beş yıldır yaşadıklarımız bize olduğu kadar tüm dostlarımıza da FETÖ ile mücadelede geç kalınmaması gerektiğini çok açık ve net bir şekilde göstermiştir. Bu konuda özellikle Özbekistan'ın atmış olduğu adımları bizler de takdirle anıyoruz. Bu çerçevede FETÖ'yle mücadelede bize destek olan tüm Türk Konseyi üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Teröre bulaşmış bu yapının tasfiyesini talep ederken, eğitim alanında ortaya çıkan boşluğu da göz ardı etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ iltisaklı okulları devralmak, eğitim alanındaki ilişkileri güçlendirmek, yurt dışında yeni okullar açmak amacıyla Türkiye Maarif Vakfını kurduklarını hatırlattı ve vakfın Türk Konseyi üye ülkelerinde faaliyet göstermesi için destek beklediklerini bildirdi.
“FİLİSTİN MESELESİ KALICI BİR ÇÖZÜME KAVUŞMADIKÇA ULUSLARARASI İSTİKRARIN TESİSİ MÜMKÜN OLMAYACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyası olarak barış ve istikrarı yakından ilgilendiren her meseleye ilgi göstermeleri gerektiğinin altını çizerek bu çerçevede Yukarı Karabağ sorununun, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü esasında çözümü için ellerinden gelen gayreti göstermeye devam edeceklerini dile getirdi. Aynı şekilde, Kıbrıslı Türklerin Türk Dünyası ile ilişkilerinin daha da ileriye taşınması, destek ve dayanışma sergilenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı Balkanlar gibi genel olarak Kuzey Afrika'yı, özellikle de Filistin'i, Türk dünyasının dışında görmüyoruz. Filistin meselesi adil ve kalıcı bir çözüme kavuşmadıkça yalnızca bölgesel değil, uluslararası güvenlik ve istikrarın tesisi de mümkün olmayacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Filistin olmak üzere, Suriye'den Irak'a, Yemen'den Afganistan'a kadar bölgede barış, adalet ve istikrarın temini için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
Konuşmasının sonunda gelecek yıl 7. Türk Konseyi Zirvesi'nde Türk dünyasının bir bütün hâlinde temsil edilmesinin en büyük arzusu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün kardeş halklara mutluluk, refah ve esenlik temennisiyle sözlerini tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oturumun ardından Kırgızistan Cumhurbaşkanı Ceenbekov’un, Türk Konseyi 6. Zirvesine katılan devlet başkanlarının onuruna verdiği resmî öğle yemeğine katıldı.
Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi programıyla Kırgızistan’daki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı Çolpon Ata kentinden başkent Bişkek’e geçti. Bişkek Manas Uluslararası Havalimanı'ndan yetkililer tarafından uğurlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberinde eşi Emine Erdoğan ve bazı bakanların da olduğu heyetle birlikte, Türkiye’ye dönmek üzere ülkeden ayrıldı.
Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye'nin üyesi olduğu Türk Konseyi’nin 6. Zirvesi’ne Özbekistan ‘onur konuğu’, Macaristan ise ‘gözlemci ülke’ sıfatıyla katıldı. Ruh Ordo Kültür Merkezinde düzenlenen zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
“FİKİRLER EYLEME GEÇMEDİĞİ SÜRECE ASIL DEĞERİNİ BULAMAZ”
Konuşmasına, 31 Ağustos'ta kutlanan Kırgız Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının 27. yıl dönümü sebebiyle tebriklerini ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009 yılında kurdukları Türk Konseyi’nin aradan geçen sürede kurumsal kimliğini güçlendirdiğini ifade etti.
Büyük Türk ve İslam düşünürü Yusuf Has Hacip'in, Kutadgu Bilig adlı eserinde yer alan ‘Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur’ sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı kara toprağın altındaki altın gibi fikirler de eyleme geçmediği sürece asıl değerini bulamaz” diye konuştu.
“YÜZLEŞTİĞİMİZ SORUNLARLA ETKİN BİR ŞEKİLDE MÜCADELE ETMEK İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAMIZ ŞARTTIR”
Ortak çaba, vizyon ve hayallerin eseri olduğunu söylediği Türk Konseyi’nin, aynı zamanda müşterek bir idealin de sembolü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bizleri bir araya getiren sadece dilimiz, tarihimiz ve kültürümüz değil, güvenli ve müreffeh bir geleceği hep birlikte inşa etme arzu ve irademizdir. Refahımızı ilerletmek, kalkınma hamlelerimizi başarıya ulaştırmak ve yüzleştiğimiz sorunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek için güç birliği yapmamız şarttır” ifadelerini kullandı.
Türk Konseyi'nin; İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve diğer çok taraflı platformlar ile eşgüdüm içinde faaliyet göstermesine önem verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda, konseyin, Birleşmiş Milletler nezdinde gözlemci statüsü kazanmasını da arzu ediyoruz. Ayrıca, üye ülkelerin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla iş birliklerini derinleştirme çabalarına destek oluyoruz” şeklinde konuştu.
“ULUSLARARASI PRENSİP VE KURALLARIN HOYRATÇA İHLAL EDİLDİĞİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”
Son dönemde uluslararası teamül, prensip ve kuralların hoyratça ihlal edildiği bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı ülkeler, uluslararası meselelerin çözümünde diplomasi, diyalog ve çok taraflılık yerine; tehdit, baskı ve şantajı öne çıkarmaya çalışıyor. Ticaret kısıtlamaları, gümrük vergileri ve yaptırımlar gibi araçlar üzerinden, uzun yılların eseri olan anlaşmalar bir anda anlamsız hâle gelebiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin; uluslararası toplumla dayanışma içinde diyaloğu, diplomasiyi, adaleti ve hukuku savunmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Türk devletleri olarak kendi aramızda sergileyeceğimiz iş birliği ve dayanışma, uluslararası sistemin adaletli şekilde işletilmesine de katkıda bulunacaktır” diye ekledi.
Türk Konseyi’ne üye ülkeler arasındaki iş birliği gayretlerinin, eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde ilerlemeye devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların sergilediği gönül birlikteliğinin de ulaşım ve iletişim imkânlarının artmasıyla giderek geliştiğini söyledi.
Konseyin 6. zirvesine tema olarak ‘Gençlik ve Spor’ konusunun belirlenmesini isabetli bulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin; Türk dünyası başta olmak üzere 160'ı aşkın devletten 17 bin gence üniversitelerinde Türkiye burslarıyla eğitim imkânı sunduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Göçebe Oyunları'nın 4'üncüsüne 2020'de Türkiye'nin ev sahipliği yapacak olmasından da büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek Kırgızistan'a, bu spor ve kültür etkinliğinin Türk dünyasına kazandırılmasına verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti.
“ULUSLARARASI TİCARETİN DOLARA OLAN BAĞIMLILIĞI KARŞIMIZA BİR ENGEL OLARAK ÇIKMAYA BAŞLADI”
Türk dünyasının son yıllarda jeo-ekonomik öneminin daha da arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya’nın; 70 milyon civarında nüfusa ve yetişmiş insan kaynağına sahip, yatırım imkânları geniş, yıllık millî gelir toplamı 350 milyar doları aşan mümbit bir coğrafya olmasına rağmen, sahip olduklarına eşdeğer bir ekonomik performans sergileyemediği ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret hacmini yükseltmek ve potansiyeli daha iyi değerlendirebilmek için yeni açılımlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Uluslararası ticaretin dolara olan bağımlılığı, artık karşımıza bir engel olarak çıkmaya başladı. Biz bu konuda kendi para birimlerimizle ticaret yapılması seçeneği üzerinde yoğunlaşmayı öneriyoruz. Çağımız bize ulaştırma ve iletişim ağlarının geliştirilmesi için de önemli imkânlar sunuyor. Bu bakımdan Kafkasya ve Orta Asya'yı aşarak Çin'e kadar ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimine önem veriyoruz. 'Modern İpek Yolu-Orta Koridor' olarak bilinen bu projenin en önemli ayağı Azerbaycan'la birlikte yürüttüğümüz Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi'dir. Böylece Batı Avrupa'dan çıkan bir tren, kesintisiz olarak Hazar Kıyılarına, oradan da Aktau Limanı üzerinden Şanghay'a ve Seul'a ulaşabilecektir. Bu önemli ulaşım hattı, halklarımızın refah seviyesinin artmasına ve ilişkilerimizin gelişmesine katkı sağlayacaktır.”
Enerji alanında da iş birliğinin artırılmasına önem verdiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projelerinin, bu iş birliğinin en önemli meyveleri olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney gaz koridorunun belkemiği olan TANAP'ı da haziran ayında faaliyete geçirdiklerini hatırlattı ve Hazar Denizi'nin Statüsüne İlişkin Sözleşme’nin imzalanmasından duyduğu memnuniyeti de aktardı.
“YALAN VE GİZLİLİK FETÖ’NÜN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİDİR”
Konuşmasının devamında Türkiye’nin FETÖ, DEAŞ ve PKK gibi farklı terör örgütleriyle yoğun bir mücadelenin içinde bulunduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili ve 251 vatandaşımızın katili olan FETÖ'nün tasfiyesine büyük önem veriyoruz. Bu yapı, bir dönem ülkemizde olduğu gibi dünyanın dört bir yanında eğitim kurumları üzerinden örgütlenmiştir. Takiyye, yalan ve gizlilik bu örgütün en önemli özelliğidir. Son beş yıldır yaşadıklarımız bize olduğu kadar tüm dostlarımıza da FETÖ ile mücadelede geç kalınmaması gerektiğini çok açık ve net bir şekilde göstermiştir. Bu konuda özellikle Özbekistan'ın atmış olduğu adımları bizler de takdirle anıyoruz. Bu çerçevede FETÖ'yle mücadelede bize destek olan tüm Türk Konseyi üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Teröre bulaşmış bu yapının tasfiyesini talep ederken, eğitim alanında ortaya çıkan boşluğu da göz ardı etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ iltisaklı okulları devralmak, eğitim alanındaki ilişkileri güçlendirmek, yurt dışında yeni okullar açmak amacıyla Türkiye Maarif Vakfını kurduklarını hatırlattı ve vakfın Türk Konseyi üye ülkelerinde faaliyet göstermesi için destek beklediklerini bildirdi.
“FİLİSTİN MESELESİ KALICI BİR ÇÖZÜME KAVUŞMADIKÇA ULUSLARARASI İSTİKRARIN TESİSİ MÜMKÜN OLMAYACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyası olarak barış ve istikrarı yakından ilgilendiren her meseleye ilgi göstermeleri gerektiğinin altını çizerek bu çerçevede Yukarı Karabağ sorununun, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü esasında çözümü için ellerinden gelen gayreti göstermeye devam edeceklerini dile getirdi. Aynı şekilde, Kıbrıslı Türklerin Türk Dünyası ile ilişkilerinin daha da ileriye taşınması, destek ve dayanışma sergilenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı Balkanlar gibi genel olarak Kuzey Afrika'yı, özellikle de Filistin'i, Türk dünyasının dışında görmüyoruz. Filistin meselesi adil ve kalıcı bir çözüme kavuşmadıkça yalnızca bölgesel değil, uluslararası güvenlik ve istikrarın tesisi de mümkün olmayacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Filistin olmak üzere, Suriye'den Irak'a, Yemen'den Afganistan'a kadar bölgede barış, adalet ve istikrarın temini için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
Konuşmasının sonunda gelecek yıl 7. Türk Konseyi Zirvesi'nde Türk dünyasının bir bütün hâlinde temsil edilmesinin en büyük arzusu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün kardeş halklara mutluluk, refah ve esenlik temennisiyle sözlerini tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oturumun ardından Kırgızistan Cumhurbaşkanı Ceenbekov’un, Türk Konseyi 6. Zirvesine katılan devlet başkanlarının onuruna verdiği resmî öğle yemeğine katıldı.
Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi programıyla Kırgızistan’daki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı Çolpon Ata kentinden başkent Bişkek’e geçti. Bişkek Manas Uluslararası Havalimanı'ndan yetkililer tarafından uğurlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberinde eşi Emine Erdoğan ve bazı bakanların da olduğu heyetle birlikte, Türkiye’ye dönmek üzere ülkeden ayrıldı.