Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Ayasofya Camisi'ne ilişkin mahkeme kararında, buranın cami fonksiyonundan çıkarılmasına yönelik en ufak bir ifade bulunmadığını belirtti.
Ertem, 28 Haziran 2013'te ibadete açılan Ayasofya Camisi'nin bahçesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Trabzon Ayasofya Camisi'nin mahkemelerle geçen bir süreci olduğunu kaydetti.
Ertem, "En son geçen hafta Mimarlar Mühendisler Odasının açmış olduğu dava Samsun İstinaf Mahkemesinde temyize götürüldü, orada sonuçlandı ve Mimarlar Mühendisler Odasının istediği doğrultuda röleve projelerimizi uygun gören Trabzon İdare Mahkemesi'nin kararını iptal etti." diye konuştu.
Mimarlar Odasınca geçen hafta kamuoyuna, buranın cami olmaktan çıkıp, tekrar müzeye dönüştürüleceğine ilişkin açıklama yapıldığını ifade eden Ertem, olayın aslının böyle olmadığını, kamuoyunu konuya ilişkin doğru bilgilendirmek amacıyla kente geldiğini söyledi.
Ertem, Samsun İstinaf Mahkemesinin verdiği kararın, Trabzon İdare Mahkemesinin almış olduğu röleve projelerinin uygun olmadığına dair açılan davaya ilişkin karar olduğunu aktardı.
Röleve projelerinin bir tarihi eserin halihazır durumunu ortaya koyan projeler olduğunu anlatan Ertem, projelerde buna ilişkin eksiklikler, görülemeyen, girilemeyen yerler olabileceğini belirtti.
Ertem, restorasyon esnasında bu eksiklikleri gidermenin, hataları veya görülemeyen, girilemeyen yerleri görüp, güncel rölevelerini hazırlayıp Kurula tekrar götürmenin önemli olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz bütün çalışmalarımızda bu tür işler yapıyoruz. Örneğin biz dünya kültür mirası içerisinde yer alan Divriği Ulu Cami'nin restorasyonunu gerçekleştiriyoruz ve orada çatının içerisine girmedik, çatıyı göremedik, açamadık. Bu rölevesi eksik mi? Değil çünkü biz restorasyon esnasında çatıyı açacağız, orada gördüğümüz halihazır durumun fotoğrafını çekeceğiz, projelerini hazırlayacağız ve Kurula sunacağız, ondan sonra da restorasyonunu ona göre yapacağız. Rölevede eksiklik olması bir işin ortadan kalkması için bir gerekçe değil. Öncelikli olarak Mimarlar Mühendisler Odası hem mimardan oluşacak hem ondan sonra da mahkemenin almış olduğu kararı bu şekilde yanlış bir şekilde yansıtacak. Bu doğru bir tavır değil. Mahkeme kararında buranın cami fonksiyonundan çıkarılmasına yönelik veya onların ifade ettiği şekliyle müze olacağına yönelik en ufak bir ifade yoktur. Durup durduk yerde insanların burada yapmış olduğu çabaları, gayretleri ortadan kaldıracak, onların moralini bozacak tavır sergilemek doğru değil."
- "İhalemizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz"
Mahkeme kararının, "Röleve projeleri uygun değil" dediğini vurgulayan Ertem, "Burada cami fonksiyonlu olmak üzere restorasyon ihalemizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. Bu kararımızı güçlendirecek mahiyette yeni bir gelişme var. O da şu; aynı Mimarlar Odası restorasyon projelerinin iptali ile alakalı olarak da Trabzon İdare Mahkemesine müracaat etti. Buna ilişkin Trabzon İdare Mahkemesi şubat ayında kararını verdi ve bu talebi reddetti." dedi.
Ertem, konuya ilişkin bilirkişi raporlarının üniversitede ders olabilecek mahiyette bulunduğunu aktararak, "Buranın restorasyonunun yapılmasının önünde herhangi bir engel yok. Restorasyon projelerinin uygun görülmesi demek buranın restorasyon ihalesine açık olduğu anlamına gelir ve buranın da cami olarak bundan sonra ihalesinin yapılacağı, restorasyonunun da ona göre yapılacağı anlamına geliyor." diye konuştu.
Bütün gayretlerini bunun üzerine yoğunlaştırdıklarını dile getiren Ertem, bugün ilgililerle bir araya gelerek yol haritası için kararlar aldıklarını söyledi.
Ertem, restorasyon ihalesinin ramazan ayına denk gelebileceğini ya da sonrasına kalabileceğini ancak bu ihaleyi mutlaka gerçekleştireceklerini belirtti.
Alınan kararın, röleve projelerindeki eksiklerin giderilmesine yönelik olduğunu, iptal edilmesi meselesi olmadığını yineleyen Ertem, "Röleve projeleri vardır, röleve projelerini ortadan kaldırması mümkün değildir. Sadece 'Orada var olan eksiklikleri neden görmezden geldiniz' mahiyetinde bir karardır. Bundan sonraki süreçte restorasyon esnasında mahkemenin bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikleri de gidermek için arkadaşlara talimatlar verdik. Onlar da bu konuda çalışmalarını yapacaklar." dedi.
Ertem, buranın ibadete açılmasının üzerinden 5 yıla yakın zaman geçtiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bu süre içerisinde Mimarlar Odası sürekli olarak buranın cami fonksiyonu verilmemesine yönelik bir tavır ortaya koydu. Ne yazık ki Trabzon'dan da buna destek veren bazı kesimler, kişiler oldu. Burası bir ibadethane. Biz gündelik düşüncelerimizi, buranın ibadethane olma vasfını engelleyecek mahiyette bir tavır ortaya koymamalıyız. İbadethane ise ibadethane olarak devam etmelidir. Bizim açımızdan daha fazla önemli olan bir özelliği var, burası fetih sonrasında camiye dönüştürülmüş ve vakfiyesi de cami olan bir yerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, vakfiyesinde şart olan amaç doğrultusunda oraya fonksiyon vermekle yükümlü bir kurumdur ve biz bu vazifemizi yerine getireceğiz."
- "Restorasyon projemizde fresklere uygun bir çözüm üretiyoruz"
"Bu çerçevede buranın müze olmasına yönelik taleplere asla ve asla saygı duymuyorum." ifadesini kullanan Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun saygı duyulacak bir tarafı yoktur, en azından kendi açımdan söyleyebilirim Vakıflar Genel Müdürü olarak. Burası eğer cami olarak vakfedilmişse cami olarak da devam etmesi gerekiyor. Müze talebi tamamen ideolojik bir yaklaşımdır ve bu ideolojik yaklaşım ne yazık ki bizi burada zaman noktasında biraz sekteye uğratsa da irademizi ortadan kaldıracak mahiyette değildir. Biz yolumuza vakıf, vakfiye doğrultusunda, bize verilen görevler doğrultusunda devam edeceğiz ve inşallah buranın cami olarak restorasyonunu tamamlayacağız."
Ertem, restorasyon çalışmalarında fresklerin kapatılırken zarar gördüğü iddialarına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:
"Biz daha restorasyon yapmadık burada. Fresklerin de kapatılması diye bir şey söz konusu değil. Freskleri namaz esnasında perde ile kapattık ama freskler yukarıda duruyor. Restorasyon projemizde fresklere uygun olarak bir çözüm üretiyoruz. Onların kapatılmasına yönelik bir çözümümüz yok, restorasyon projemiz tamamen farklı. Onları daha farklı bir şekilde önüne hat levhaları, tablolar koyarak kapatmak gibi bir düşüncemiz var. Fresklere yönelik bir uygulamamız söz konusu değil."
Vakıflar Genel Müdürlüğünün restorasyon konusunda Türkiye'deki en tecrübeli kurumlardan olduğunu söyleyen Ertem, "Aslına uygun ve korumacı mantıkla, en az müdahale mantığı ile belki de işini en iyi yapan kurumlardan birisi. Bizim, buranın tarihi yönüne yönelik en ufak müdahalemiz olmayacağını buradan ifade edebilirim. Restorasyon projemiz de buna yönelik olmak üzere hazırlandı ve Kurul tarafından da mahkeme tarafından da kabul edildi." dedi.
Ertem, 28 Haziran 2013'te ibadete açılan Ayasofya Camisi'nin bahçesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Trabzon Ayasofya Camisi'nin mahkemelerle geçen bir süreci olduğunu kaydetti.
Ertem, "En son geçen hafta Mimarlar Mühendisler Odasının açmış olduğu dava Samsun İstinaf Mahkemesinde temyize götürüldü, orada sonuçlandı ve Mimarlar Mühendisler Odasının istediği doğrultuda röleve projelerimizi uygun gören Trabzon İdare Mahkemesi'nin kararını iptal etti." diye konuştu.
Mimarlar Odasınca geçen hafta kamuoyuna, buranın cami olmaktan çıkıp, tekrar müzeye dönüştürüleceğine ilişkin açıklama yapıldığını ifade eden Ertem, olayın aslının böyle olmadığını, kamuoyunu konuya ilişkin doğru bilgilendirmek amacıyla kente geldiğini söyledi.
Ertem, Samsun İstinaf Mahkemesinin verdiği kararın, Trabzon İdare Mahkemesinin almış olduğu röleve projelerinin uygun olmadığına dair açılan davaya ilişkin karar olduğunu aktardı.
Röleve projelerinin bir tarihi eserin halihazır durumunu ortaya koyan projeler olduğunu anlatan Ertem, projelerde buna ilişkin eksiklikler, görülemeyen, girilemeyen yerler olabileceğini belirtti.
Ertem, restorasyon esnasında bu eksiklikleri gidermenin, hataları veya görülemeyen, girilemeyen yerleri görüp, güncel rölevelerini hazırlayıp Kurula tekrar götürmenin önemli olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz bütün çalışmalarımızda bu tür işler yapıyoruz. Örneğin biz dünya kültür mirası içerisinde yer alan Divriği Ulu Cami'nin restorasyonunu gerçekleştiriyoruz ve orada çatının içerisine girmedik, çatıyı göremedik, açamadık. Bu rölevesi eksik mi? Değil çünkü biz restorasyon esnasında çatıyı açacağız, orada gördüğümüz halihazır durumun fotoğrafını çekeceğiz, projelerini hazırlayacağız ve Kurula sunacağız, ondan sonra da restorasyonunu ona göre yapacağız. Rölevede eksiklik olması bir işin ortadan kalkması için bir gerekçe değil. Öncelikli olarak Mimarlar Mühendisler Odası hem mimardan oluşacak hem ondan sonra da mahkemenin almış olduğu kararı bu şekilde yanlış bir şekilde yansıtacak. Bu doğru bir tavır değil. Mahkeme kararında buranın cami fonksiyonundan çıkarılmasına yönelik veya onların ifade ettiği şekliyle müze olacağına yönelik en ufak bir ifade yoktur. Durup durduk yerde insanların burada yapmış olduğu çabaları, gayretleri ortadan kaldıracak, onların moralini bozacak tavır sergilemek doğru değil."
- "İhalemizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz"
Mahkeme kararının, "Röleve projeleri uygun değil" dediğini vurgulayan Ertem, "Burada cami fonksiyonlu olmak üzere restorasyon ihalemizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. Bu kararımızı güçlendirecek mahiyette yeni bir gelişme var. O da şu; aynı Mimarlar Odası restorasyon projelerinin iptali ile alakalı olarak da Trabzon İdare Mahkemesine müracaat etti. Buna ilişkin Trabzon İdare Mahkemesi şubat ayında kararını verdi ve bu talebi reddetti." dedi.
Ertem, konuya ilişkin bilirkişi raporlarının üniversitede ders olabilecek mahiyette bulunduğunu aktararak, "Buranın restorasyonunun yapılmasının önünde herhangi bir engel yok. Restorasyon projelerinin uygun görülmesi demek buranın restorasyon ihalesine açık olduğu anlamına gelir ve buranın da cami olarak bundan sonra ihalesinin yapılacağı, restorasyonunun da ona göre yapılacağı anlamına geliyor." diye konuştu.
Bütün gayretlerini bunun üzerine yoğunlaştırdıklarını dile getiren Ertem, bugün ilgililerle bir araya gelerek yol haritası için kararlar aldıklarını söyledi.
Ertem, restorasyon ihalesinin ramazan ayına denk gelebileceğini ya da sonrasına kalabileceğini ancak bu ihaleyi mutlaka gerçekleştireceklerini belirtti.
Alınan kararın, röleve projelerindeki eksiklerin giderilmesine yönelik olduğunu, iptal edilmesi meselesi olmadığını yineleyen Ertem, "Röleve projeleri vardır, röleve projelerini ortadan kaldırması mümkün değildir. Sadece 'Orada var olan eksiklikleri neden görmezden geldiniz' mahiyetinde bir karardır. Bundan sonraki süreçte restorasyon esnasında mahkemenin bilirkişi raporunda belirtilen eksiklikleri de gidermek için arkadaşlara talimatlar verdik. Onlar da bu konuda çalışmalarını yapacaklar." dedi.
Ertem, buranın ibadete açılmasının üzerinden 5 yıla yakın zaman geçtiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bu süre içerisinde Mimarlar Odası sürekli olarak buranın cami fonksiyonu verilmemesine yönelik bir tavır ortaya koydu. Ne yazık ki Trabzon'dan da buna destek veren bazı kesimler, kişiler oldu. Burası bir ibadethane. Biz gündelik düşüncelerimizi, buranın ibadethane olma vasfını engelleyecek mahiyette bir tavır ortaya koymamalıyız. İbadethane ise ibadethane olarak devam etmelidir. Bizim açımızdan daha fazla önemli olan bir özelliği var, burası fetih sonrasında camiye dönüştürülmüş ve vakfiyesi de cami olan bir yerdir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, vakfiyesinde şart olan amaç doğrultusunda oraya fonksiyon vermekle yükümlü bir kurumdur ve biz bu vazifemizi yerine getireceğiz."
- "Restorasyon projemizde fresklere uygun bir çözüm üretiyoruz"
"Bu çerçevede buranın müze olmasına yönelik taleplere asla ve asla saygı duymuyorum." ifadesini kullanan Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun saygı duyulacak bir tarafı yoktur, en azından kendi açımdan söyleyebilirim Vakıflar Genel Müdürü olarak. Burası eğer cami olarak vakfedilmişse cami olarak da devam etmesi gerekiyor. Müze talebi tamamen ideolojik bir yaklaşımdır ve bu ideolojik yaklaşım ne yazık ki bizi burada zaman noktasında biraz sekteye uğratsa da irademizi ortadan kaldıracak mahiyette değildir. Biz yolumuza vakıf, vakfiye doğrultusunda, bize verilen görevler doğrultusunda devam edeceğiz ve inşallah buranın cami olarak restorasyonunu tamamlayacağız."
Ertem, restorasyon çalışmalarında fresklerin kapatılırken zarar gördüğü iddialarına ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:
"Biz daha restorasyon yapmadık burada. Fresklerin de kapatılması diye bir şey söz konusu değil. Freskleri namaz esnasında perde ile kapattık ama freskler yukarıda duruyor. Restorasyon projemizde fresklere uygun olarak bir çözüm üretiyoruz. Onların kapatılmasına yönelik bir çözümümüz yok, restorasyon projemiz tamamen farklı. Onları daha farklı bir şekilde önüne hat levhaları, tablolar koyarak kapatmak gibi bir düşüncemiz var. Fresklere yönelik bir uygulamamız söz konusu değil."
Vakıflar Genel Müdürlüğünün restorasyon konusunda Türkiye'deki en tecrübeli kurumlardan olduğunu söyleyen Ertem, "Aslına uygun ve korumacı mantıkla, en az müdahale mantığı ile belki de işini en iyi yapan kurumlardan birisi. Bizim, buranın tarihi yönüne yönelik en ufak müdahalemiz olmayacağını buradan ifade edebilirim. Restorasyon projemiz de buna yönelik olmak üzere hazırlandı ve Kurul tarafından da mahkeme tarafından da kabul edildi." dedi.