Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine konuşan Demirtaş, gazetenin “HDP için PKK’ya ve şiddete mesafe koymak neden bu kadar zor?” şeklindeki soruya şu karşılığı verdi:
“Bu zor değil. Binlerce kez söyledim. Biz PKK şiddetini kabul etmiyoruz. Kesinlikle PKK’nın politik kolu da değiliz. Ancak PKK’yı hükümetin ve devletin tanımladığı gibi de tanımlamak zorunda değiliz. Kürt halkı yüz yıldır devlet terörüne maruz kalıyor. PKK, bu devlet terörüne tepki olarak ortaya çıkmış bir şiddet örgütüdür.”
Demirtaş, PKK’nın eylemlerinin terör olup olmadığı sorusuna ise, ”Biz PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyoruz. Ancak, sivilleri hedef alan eylemlerini terör olarak nitelendiriyoruz. Bunu protesto etmekten de geri kalmıyoruz” karşılığını verdi.
Suriye’de çözüm olmadan Türkiye’de Kürt sorununun çözümünün de mümkün olmayacağını savunan Demirtaş, iki konunun da birbiriyle bağlantılı olduğunu söyledi.
Demirtaş, Suriye’de oluşturulan kantonlar benzeri bir yapının Türkiye için de uygun olup olmayacağı şeklindeki bir soruya da,” Türkiye’ye birebir aktarılamaz. Türkiye kendi çözümünü bulmalı. Bizim önerimiz; Türkiye’nin Almanya gibi bölgesel bir sisteme geçmesi. Bu sistem içerisinde Kürtler de kendi bölgelerine sahip olur. Otonomi bizim için bağımsızlık demek değil. Biz yerel yönetimi kastediyoruz. Biz Türkiye’nin doğusunun Kürtlere verilmesini ve geri kalanının merkezden yönetilmesini istemiyoruz. Türkiye’nin her tarafında Kürtler ve Türkler birlikte yaşıyor. En büyük Kürt kenti İstanbul.”
Selahattin Demirtaş, yeni bir çözüm süreci konusunda ise umutsuz olduğunu, taraflar arasında güven kalmadığını ve uluslararası arabulucu olması gerektiğini söyledi.
PKK dahil edilmeden çözümün zor olduğunu da savunan Demirtaş, hükümetin Öcalan ile yeniden görüşmesini temenni ettiklerini belirtti. Demirtaş, PKK'yı silahları bırakma konusunda sadece Öcalan’ın ikna edebileceğini de dile getirdi.