İDEOLOJİLERİN SONU
 
Karl Marx 1840’ların ortasında Londra’ya gelerek Kapitalist sistemin

en geliştiği yerde kapitalizmi gözledi. Burda Kapitalist sistemin işçileri ezdiğini, işçilerin kötü şartlarda patron için modern köleler olarak çalıştığını ve 15 saatlik çalışmada işçinin 2 saatini kendi için geri kalanı patron için çalıştığını ve bu sömürü sistemin kısa sürede çökeceğini yerine eşitlikci bir komunist sistem kurulacağını iddia etti.

Bu konuda kitap bile denilemeycek 80-90 sayfalık Komunist Manifesto adlı risalesini yazdı. Bu risalede kendi düşüncesine göre Komunizm-Sosyalizm’in ana hatlarını belirledi. Daha fazla detaylı bir şey yazamadı çünkü önünde daha fazla yazabileceği böyle bir sistem ve bu konuda fazla bilgisi de yoktu.

Sonra 3 ciltlik hacimli kitabı Kapital’i yazdı. Çok kimse Kapital’i komunist-Sosyalist düzeni anlattığını zanneder. Tam tersine Karl Marx bu kitapta kapitalizm tarihinde ilk defa kapitalizmin detaylı analizini yapıyordu. Hala bu kitap Avrupa’da üniversitelerin ekonomi bölümünde kapitalist sistemin tarihini iyi anlamaları için ekonomi talebelerine okutulur.

Biz de bu kitabın içeriğini bilmediğimiz ve yazarı Karl Marx olduğu için aman bunu okumasınlar bizim çocuklar komunist olur diye bir süre bu kitabı yasakladık.

Bugün hala tam olarak kapitalist düzenin nasıl geliştiğini anlamıyorsak bunu bizim dünyamız dışındaki olaylara ilgisizliğimize, kendi kendimize getirdiğimiz gereksiz yasaklara, kendimize hiç toz kondurmamada  aramalıyız.

Bir Türk bütün dünyaya bedeldir deyip gereksiz pohpohlanmalarla kendimizi avuttuk, hala bu yanlışta devam ediyoruz. Üretmeyen fakat tüketen bir toplum olduk. Bu sırada atı alan üsküdarı geçti.

1917’den sonra Rusya Karl Marx’ın önerilerinden yola çıkarak komunist- sosyalist karışımı bir sistem kurdu. Bir merkezden yapılan planlı ekonomi, ve her alandaki devletçilik , ve resmi ideolojinin dışında düşünceler yasak edildiği için modern ekonomi ve teknolojinin gerisinde kaldı. Bu sistemi 1989 yılına kadar götürebildi. Sistem kendi kendini fesh etti.  Bu yıllardan sonra Çin’de komunist sistemle fazla bir yere gidemiyeceğini gördü ver kendi sistemini yarı kapitalizm yarı komunizm şeklinde hibrit bir sisteme dönüştürünce, kapitalizm karşısında ne bir sistem ne de bir ideoloji kaldı.

Acımasız kapitalizm de bu arada küreselleşerek küresel sermaye gücünü bütün dünyada hakim kılmaya başladı. Politik, ekonomik ideolojiler liberal, serbest Pazar terminolojileri altında küresel kapitalin tekeline girdi. Liberal ekonomi, serbest pazar, özelleştirme  her derde deva mucize ekonomik ilaç diye sunuldu. Sonuçları ortada. Hem ülke bazında hem kişi bazında zengin daha zengin, fakir daha fakir oldu.

Halkı kredi kartına bağlı borçla yaşatmak liberal ekonominin mucizelerinden biriydi.   

21. yüzyıl idealist adamlarla beraber ideolojilerin yok olduğu yüzyıldır.  Parası olmayan düzgünlüğü, adamlığı ile saygı görürdü para bunu da sildi süpürdü. Artık para her türlü ideolojiye yön vermektedir.

 O da daha çok para kazanma ve bencilliktir. Şimdi tek hakim ideoloji ve başarının ölçüsü çok para kazanmakla ölçülür oldu. Diğer insani değerler ve meziyetler artık fazla önem arzetmez oldu.

Yaşamın merkezi insanken kapitalin soğuk acımaz yüzü merkezde yerini alıp insani değerlerin üstünde oturdu.

Einstein bu gidişi daha 1950’lerde görmüştü ve şöyle demişti.

 

Hayatın boyu zengin olup başarılı olacağım diye uğraşmak yerine önce adam gibi adam olmayı öğren

 

İşte bugünkü iedolojilerde bu yok. Eğer çocuklarımızı bu ilke üzerine yetiştirmezssek, çocuklarımıza yaşanacak bir dünya bırakmıyacağımız gibi  bu dünyanın geleceği de fazla parlak olmayacaktır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.