Öne Çıkanlar bafra futbolcu Aşkın Yeter

Dr. Kamil Furtun`un katili, en ağır ceza ile cezalandırıldı

Basına ve Kamuoyuna,

Bildiğiniz üzere şu an Samsun Tabip Odası Başkanıyım. Aynı zamanda da vahşi bir cinayet ile katledilen Dr. Kamil Furtun’un eşiyim. Bu kahredici cinayetin üzerinden altı yıl geçti.

Onu neden öldürdüğünü halen bilmediğimiz katil, en ağır ceza ile cezalandırıldı. Bu ağırlaştırılmış müebbet cezası Yargıtay tarafından onandı. Bu ceza, sevgili eşime tekrar kavuşmamı sağlamasa da katilin en ağır ceza ile cezalandırılmasından memnunum.

Ancak bu olayın bir başka sorusu daha var ve bu sorunun cevabı bundan sonraki sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların önlenmesi açısından çok daha önemli. Bu sorunun cevabını aramak ve gereğini sağlamak üzere mücadele etmek, Dr.KamilFurtun’un ardından başka ölümler olmasın diye omuzlarımda hissettiğimbir sorumluluk benim için. Çünkü Dr. Kamil Furtun, ölümüyle sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sembolü oldu adeta.

Değerli basın mensupları… Soru şudur…

Bu cinayet önlenebilir miydi ?

Bu sorunun muhatabı hastane idaresi özelinde kamu idaresidir. Şiddetin önlenmesi açısından kamu idaresinin sorgulanması yakıcı bir öneme sahiptir. Bu katilin hastanede birini öldüreceğini söylemesine ve bilinmesine rağmen orada bile bile tutulması, bu konuda hiçbir şey yapılmaması tetiği çeken kadar olmasa da tetiğin çekilmesine engel olamayan ya da ağır ihmali bulunanları da bu cinayetten sorumlu kılmaz mı ?Ağır ihmalin sonucunda kaybedilen bir yaşam, sorumluluklarını yerine getirmede ihmalleri olanları suçlu yapmaz mı?

Olayın akabinde yargı sürecinde yaşananlar bu konuda büyük bir ihmal olduğunu gözler önüne serdi. Ancak dönemin hastane yöneticilerinin yargılanabilmesi için mücadelemiz üç yılımızı aldı.

İlginç bir şekilde kamu idaresi hastane yöneticilerinin yargılanabilmesi yönünden çok büyük bir direnç gösterdi. Yoğun çabalar ve tüm engellemelere rağmen idari yargı kararıyla üç yıl sonra ağır ihmalden görevi kötüye kullanmaktan dolayı ceza davası başladı. Olaydan ancak üç yıl sonra İdari yargı kararlarının zorlamasıyla açılan kamu davası, bilirkişi raporu tüm sanıkların ağır ihmali olduğunu belirtmesine yani suçlu oldukları sabit olmasına karşın, bu rapor ve tanık ifadeleri adeta yok sayılarak üç yıl süren yargılama sonunda delil yetersizliğinden tüm sanıkların beraatıyla sonuçlanmıştır.

Bilirkişi raporları yönetimin ağır ihmalini çok açık biçimde dayanak ve delilleriyle ortaya koyuyordu. Katil için, bir şeyler yapmalıyız diyen güvenlik görevlilerinin ifadeleri vardı. Dönemin başhekimi ve hastane müdürünün kendi ifadelerinde katilin uyuşturucu kullandığına yönelik bilgiden haberdar oldukları vardı. Hatta hastane İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu katilin sorunlu kişiliği sebebiyle bir şeyler yapılması ve önlem alınması gerektiğini toplantı tutanağına yazmışlardı.

Diğer taraftan katilin hastanede görevi olmamasına rağmen yıllarca sanki mesaiye gelir gibi hastaneye gelmiş, gerek hastaları gerekse hastane çalışanlarını huzursuz etmiş, tehdit etmiş, hastane bahçesinde elinde orakla gezmiş, santral memurunu burnunu kıracak biçimde darp etmiş. Hatta katil, hastane imamına “ben bu hastaneden büyük birini götüreceğim” demiştir. Tüm bunlara rağmen hastane müdürü ve başhemşirenin odasında çay-kahve eşliğinde sohbetler edilmiş, bu cani ruhlu insanın hastane idari alanlarından uzaklaştırmak bir yana adeta katile ayrıcalıklı payeler verilmiş.

Tüm bu rahatsızlıklar olurken hastane başhekiminin ve idaresinin hiç haberi olmamış mı?

O zamanki adıyla Göğüs Hastalıkları Hastanesi arka sokak canilerinin elini kolunu sallayarak hastane idari birimlerine dahi kolayca girebilen bir sağlık kuruluşu olmuş. Ve buna hastane idaresi göz yummuş, tüm bu yaşananlar karşısında ağır ihmallerde bulunmuş. Bunların hepsi idare soruşturmalardaki ifadeler, mahkemelerdeki tanıklıklar ve bilirkişi raporuyla ispatlıdır.

Tetiği çeken katil bir doktorun canına kast etmiş, hastane idaresi de ağır ihmaliyle cinayete seyirci kalmıştır.

Ne var ki kamu idaresinin yargılanabilmeleri için dahi bu ülkede büyük bir çaba sarfetmek gerekiyor. Olay günü söylenilen ve verilen sözler kamu idaresinin ihmali söz konusu olduğunda, kamu ağır kusurlu yani suçlu olduğunda unutuluyor ve örtbas edilmeye çalışılıyor.

Bu vahşette ihmali olan kamu görevlilerinin saptanıp cezalandırılması için altı yıldır sürdürdüğümüz mücadelede nihayet karar verildi geçtiğimiz hafta.

Daha o zamandan İdare, sorunu görüp çözüm bulmaya değil suçlananları korumaya kararlıydı; bu davanın açılması bile üç yıllık zorlu bir çabayı gerektirmişti, dava da ayrıca üç yıl sürdü. Ve bütün bu sürecin sonunda, tanık anlatımları ve bilirkişi raporundaki kusur belirlemesine karşın yargılananlar hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verildi.

Başka bir ifadeyle;ortada bir ihmal suçu var ama o dönemin başhekimi, hastane müdür yardımcıları ya da diğer yargılananlar tarafından işlendiği kesin olarak anlaşılamadı.

Soruyorum sizlere; kamu çatısı altında işlenen bu cinayette ihmali belirleyen mahkeme, bu ihmalin sorumlusunu kamu idaresinden başka nerede bulabilir ki….

Değerli basın mensupları bazı şeyler vardır ki ya tam olur ya da hiç olmaz. Yani biraz diye bir niteleme alamazlar. Adalet de böyle bir kavramdır. Adaletin birazı dahi hiç hükmündedir. Bu olayda da kamu idaresinin sorumluluklarını yerine getirmemesi yani ağır ihmali ceza almamıştır.

Tüm kamuoyuna ifade etmek isterim ki sağlık çalışanlarının canına kast edenlerin cezalandırılması bu şiddetin dinmesi için yetmez ve tek başına adaleti sağlamaz. Kamu idaresinin bu konudaki ihmalleri cezalandırılmadıkça adalet sağlanamaz. Sorunu görmezden gelmek ya da gizlemeye çalışmak sorunu ortadan kaldıramaz.

Dr. Kamil Furtun’un ailesi ve tüm sevenleri olarak bu davanın peşini bırakmayacağız. Adaletin tam olarak tesis edilmesi için üst mahkemeye itirazımızı yapacağız. Ve biz adalet arayışımızda kararlılığımızı sonuna kadar koruyacağız.

Adalet ya var ya da yoktur.

Birazı söz konusu değildir.

Güvenli bir toplum için adalet şarttır. Adaletin olmadığı devlet de eninde sonunda yıkılır.

Erişinceye kadar adaleti aramaya devam edeceğiz…

SAMSUN TABİP ODASI YÖNETİM KURULU ADINA

Dr.Neslihan Funda Furtun

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.