Değerli Basın Emekçileri
Ve çok değerli yurttaşlarımız.
Türk Tabipleri Birliği ve Samsun Tabip Odası’nın BÜYÜK G(ö)REV eyleminin ikinci günündeyiz.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Sn. Lami Özgen bizimle şu an. Teşekkür ediyoruz kendisine.
Hekimbir, Hekimsen, ve Tabipsen sendika temsilcileri hemen yanıbaşımızda..
Hekimlerin mücadelesinde omuz omuzayız. Sözümüz ortak..
Değerli meslektaşlarım,
Bildiğiniz üzere uzun zamandır sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
Tükeniyoruz dedik… Alkış aldık… Akla mantığa uyduramadık…
Ölüyoruz dedik… Covid 19 dan öldüğünüzü ispat edin dediler…
Geçinemiyoruz dedik… Aç gözlüsünüz dediler…
Doktorlar gitmek zorunda kalıyor dedik… Giderlerse gitsin dediler…
Söyledik, anlamadılar…
Haykırdık, duymadılar…
Bağırdık, kulaklarını tıkadılar…
Az gittik, görmediler…
Uz gittik, sormadılar…
Nihayetinde haklarımız için sürdürdüğümüz mücadelede, BÜYÜK GöREV’in ikinci gününe geldik…
Oysa ne çok istedik, 14 Mart sadece adıyla değil, sanıyla da bayram olsun diye…
Değerli meslektaşlarım,
Sağlık Bakanı lütfetmişler, bizlere bayram mektubu göndermişler… Nasıl bayram mektubuysa artık; “haklarımız, taleplerimiz konusunda geliştireceğimiz dilin, tutumdaki üslubun mesleğin doğasıyla örtüşmesi gerekir.”, demiş. Haklarımızı nasıl talep etmemiz gerektiğini söyleyivermiş kendince. Hastalarımızı ihmal ettiğimizi ima etmiş, sesimizi duyurma üslubumuzu belli ki beğenmemiş.
İşittik…
Dün verilen bazı sözleri
Şüphemiz 14 Mart popülizmi mi acaba.
Sağlıkta şiddet yasasında.
Aralık ayındaki özlük haklarımız konusunda
İzledik hep birlikte
Gördük ne olduğunu.
Laf-ı güzaf…
Gemiler peynirle yürüse atmosfer samimi olsa keşke..
Her şeye rağmen belirtmeliyiz ki ihtiyatlı tutumumuz baki…
Başka ne yapacaktık ki
Ne yapmalıydık?
Emeğimizi sermayenin emrine peşkeş mi çekecektik?
Yurttaşlarımızı müşteri, hastanelerimizi fabrika ,hekimleri tezgahtar olarak mı görecektik?
Her beş dakikada bir muayene ile vatandaşlarımızı, liderinizin ifadesiyle kelle olarak mı görmeliydik?
Kurduğunuz sağlık sisteminin aksaklıklarının günah keçisi olmaya devam mı etmeliydik?
Her şiddete uğradığımızda diğer yanağımızı mı çevirmeliydik?
Elbette hayır!
Tıbbiyeliler her zaman mücadelenin tam ortasında olmuştur.
Mesela özgürlük adına işgal direnişinin tam ortasında, karanlığa karşı mum olup ateş gibi yanmanın bizzat içinde, ölüme karşı yaşamın tarafında, esarete karşı özgürlüğün safında yer almıştır tıbbiyeliler…
Evet, 14 Mart isyana işaret eder, biz de direncimizi, birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımızı alıp yanımıza, bu bayramı isyanımıza boyayacağız. Karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına sahip çıktığımız Beyaz Yürüyüşümüzden Forumumuza, Beyaz GöREVlerimizden, Beyaz Nöbetlere yan yana durduğumuz her yerde; şiddete, bizi değersizleştirmeye çalışanlara inat değerimizi bilerek, düşmanlaştıranlara inat hep birlikte, bölenlere inat sağlığın üretiminden gelen gücümüzün dayanışmasıyla el ele! Köle olmayı reddediyoruz, hekimlik değerlerimize sahip çıkıyor, “Buradaydık, Buradayız, Burada Kalacağız” diyerek 14-15 Mart’ta Büyük G(ö)REV’in ikinci gününde Melih Cevdet Anday’ın umuduyla sesleniyoruz.
“Yetsin demir çağının beyliği
Yeni bir gün başlıyor demek
Yeryüzünde korkusuz yaşamak”
Haklarımız için isyanımız kutlu olsun, 14 Martların boyun eğmez isyanıyla her birinizi dayanışmayla selamlıyorum.
Samsun Tabip Odası Yönetim Kurulu