OMÜ Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'XI. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu'nun açılış tören ile açıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından XI. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı, OMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serkan Şen, “Türkler insanı insanlıkla buluşturan değerler bütününe ‘erdem’ demişler. Bu kavramın zirvesine isi dili yerleştirmişlerdir. O nedenle en eski atasözlerimiz arasında ‘erdem başı dil’ uyarısı yapılmıştır. Türklüğün dil yadigarlarında destan çağından itibaren dünyayı kucaklayan bir iddia göze çarpar. “daha deniz dah ırmak isteriz, gök kubbe çadırımız, güneş bayrağımız olsun” diyen Oğuz Kağan’ın gök kubbe çadırının altında tasavvur ettiği iletişimin kaynağı Türkçe idi. Yukarda mavi gök, aşağıda yağız yer yaratıldığında ikisinin arasında var edilen kişi oğlunun üzerine hükümran olan atalarını anan Bilge kağan elbette dünyayı Türkçe okumuştu.
Türklerin gönüllerini fethetmek için onların dilleriyle konuşmaktan başka yol yoktur diyen Kaşgarlı, Türkçenin ikliminde bir dünya tasavvurunun peşinde idi. Türkiye Cumhuriyeti’ne göden yolda ilk adımın atılışının 100. Yılı olması münasebetiyle özel bir zaman dilimidir. Türk7ün bir asır önceki bağımsızlık mücadelesinin başlangıcına tanıklık eden Samsun’da o kutlu zamanın adını taşıyan Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde “XI Uluslararası Dünya Dlii Türkçe Sempozyumu’nun düzenleniyor olması etkinliğimizi daha da anlamlı kılmaktadır.” diye konuştu.
Bir dilin bir milletin geleceği açısından önemini ifade etmek belki benim üzerime vazife değil ama bu hepimizin bildiği bir gerçek olduğunu söyleyen Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç yaptığı konuşmasında, “Bunu bu güne bağlayan bu günü geleceğe taşıyan en önemli değerlerimizden olan dilin hakikaten yaşadığı bu dönemde dün bugün ve yaşayacağı dönemde kendisini koruması özel duvarlar örülerek sağlanacak bir şey olmadığını biliyoruz. Dün de diller bir birinden etkilendi, bu gün de etkileniyorlar, yarında etkilenecekler. O nedenle dilimizi korumanın duvarlar örerek bu irtibatı koparmaktan geçmediğini de biliyoruz. Bir milletin güçlü kalabilmesi için dil çok önemli yer tutmaktadır.” diye konuştu.
Ardından, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ve Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Öğretim ve Türkoloji Müdürü Prof. Dr. Yavuz Kartallıoğlu, sempozyumla ilgili birer konuşma yaptılar.
Samsun Valisi Osman Kaymak sempozyumda yaptığı konuşmasında, “Asırlar süren bir birikimle oluşan kültürümüzün en önemli taşıyıcısı hiç şüphesiz dilimizdir. Yahya Kemal’de manasını, “Türkçe ağzımda annemin ak sütü gibidir.” sözüyle bulan lisanımız aynı zamanda milletimizin tarih sahnesindeki teminatıdır. Bu hususta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Türk milleti, geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakının, ananelerinin, hatıralarının, menfaatlerinin, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyoruz. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir” tespiti durumu özetler mahiyettedir. Türkçe soylu bir dildir. Bu soyluluk köklü oluş yanında miras alınan asalete de işaret eder. Dilimizin gücünün ortaya konulmasında siz değerli bilim insanlarına önemli vazifeler düşmektedir. Onu bir kuyumcu titizliğiyle ele alarak imkân ve zenginliklerini ortaya koyacağınız çalışmaların niteliği yükseldikçe milletimizin göğsü kabaracaktır.” şeklinde konuştu.
Bizler, idareciler olarak Türkçe hassasiyetini zinde tutmakla mükellefiz diyen Vali Kaymak, “Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın 2017’yi Türk Dili Yılı ilan etmesi ve devletimizin bu doğrultudaki politikaları hayata geçirmesi önemli bir adımdır. Biliyorum ki sempozyumumuz Türkçenin dünyayı kucaklayışı açısından yeni görüşlerin ortaya konulması hususunda büyük ehemmiyet taşımaktadır. Etkinliğin Millî Mücadele’nin başlangıcının yüzüncü yılında bir asırlık gururu taşıyan 19 Mayıs Üniversitesi öncülüğünde Samsun’da gerçekleşmesi toplantıyı daha da anlamlı kılmaktadır. Türk Milleti geleceğe birlikte yürüyecek ise bu yürüyüş Türkçemizin sıcaklığında gerçekleşecektir. Dünyanın hiçbir dilinde “gönül” sözcüğünü tam manasıyla karşılayan bir kelime bulunmamaktadır. Bu kelimeye sahip bir dilin konuşurları elbette bir gönül seferberliği başlatabilirler.”dedi.
Bizler gönüllerimizi Yunus’un diliyle buluşturduğumuzda hiçbir gücün karşımızda duramayacağını ifade eden Kaymak, “Barışın Pınarı” hiç kurumayacaktır. Mehmet’imiz Mehmetçik şefkatiyle gözümüzün bebeği olmayı sürdürecektir. Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD-YPG ve DEAŞ'a karşı yürütülen Barış Pınarı Harekatı'na katılan kahraman askerlerimizi Allah muzaffer eylesin, ayaklarına taş değdirmesin. Allah ülkemizi bölmek parçalamak isteyen dış güçlere karşı birlik ve beraberliğimizi artırsın.
Bu vesileyle, XI. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu’na ev sahipliği yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne, düzenleme kuruluna ve.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Türk Halk Müziği Topluluğu’nun hazırladığı konseri dinleyerek, seslendirilen eserlere tüm katılımcılarla birlikte eşlik etti. Ardından Valimiz Sayın Osman Kaymak, sempozyuma İran'dan katılan ve 2018 yılında Türklüğün büyük ve önemli bir eseri olan Dede Korkut'un 3. nüshasını Türk dünyasına kazandıran Türkmen aydını Valimohammad Khojeh'e lale motifi işlemeli tablo hediye etti.
Bir dünya dili olan Türk dilinin, tarihi ve kültürel kökleri, coğrafi yayılımı, günümüz dünyasındaki konumu ile bugünü ve geleceğinin tüm yönleriyle ele alınacağı sempozyuma, Atakum Kaymakamı Namık Kemal Nazlı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Yardımcıları, ülkemizden ve yurt dışından çok sayıda Türkolog (Türklük Bilimi Uzmanı), akademisyenler, araştırmacılar ve öğrenciler katıldı.