Son 6 yılın seçim olayları incelendiğinde, toplam olay sayısının özellikle seçim günü yoğunlaştığı görülmektedir. Yine son 6 seçim incelendiğinde olay sayısının mahalli idareler seçimlerinde nispeten arttığı görülüyor. Buradan hareketle yerel saiklerin, yereldeki rekabetin daha da baskın olduğunu da göz önüne alarak bu seçimlerde güvenlik konusuna ayrı bir dikkat ve hassasiyet göstermekteyiz"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Seçim kampanyalarında 18 yaşından küçüklerin seçim broşürü, seçim materyali, afiş dağıtmasına izin verilmeyecektir. Bu, bizim için önemlidir. Bir çocuğun eline, 'Al sen bu seçim broşürlerini ev ev dağıt' diye verilecek bir talimat veya görevlendirme, yönlendirme yasaktır. Çünkü takdir edersiniz ki bu çalışmalarda kişiler seçim rekabetinin getirdiği ortam sebebiyle maalesef bazen aşırı tepkiler gösterebiliyor ve gerginlikler yaşanıyor." dedi.
Soylu, Samsun'da bir otelde düzenlenen "Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, seçim güvenliği önlemlerinin illerde yerel yönetimlerle koordineli şekilde yürütüldüğünü söyledi.
İllerde valilerin başkanlığında seçim güvenliğinden sorumlu tüm birimlerin amirleriyle seçim güvenliği toplantılarının periyodik olarak yapılmaya devam edeceğini dile getiren Soylu, ayrıca zaman zaman valilerin basınla bir araya gelerek kamuoyunu seçim güvenliği önlemleri konusunda bilgilendireceklerini aktardı.
Bu seçimde güvenliğin ana ekseninin birimler arasındaki iletişim ve koordinasyon üzerine kurgulandığına işaret eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunu seçimin son anına kadar kesintisiz sürdürme kararındayız. Bir de 'üçüncü göz' uygulamamız var. Uygulama bu seçimde de aynen devam edecektir. Bunu hem şehirlerdeki huzur uygulamalarında hem de daha geçen seçimde uygulamıştık. 'Üçüncü göz' yönteminde sahada, söz gelimi miting alanında iki personelimiz denetim yaparken bir üçüncü personelimiz de daha dışarıdan onları izlemektedir. Böylece ekip olarak mekanı daha geniş bakışla takip etme imkanı bulmaktayız. Ayrıca hassas kişilerin korunması, parti binalarının, seçim bürolarının korunması, elbette ki toplanma ve miting alanlarının güvenliği noktasında da ek tedbirlerimiz ve risk analizlerimiz bulunmaktadır. Sahadaki güvenlik önlemlerimizin yanı sıra seçime yönelik siber güvenlik çalışmalarımız da olacaktır. Hem banka, kamu kurumları gibi diğer yerlere yönelik dijital saldırıları engellemek hem de sosyal medyanın seçim güvenliğine gölge düşürecek, provoke edecek şekilde kullanılmasını önlemek için 'bilişim suçları ile mücadele ekipleri' oluşturulacaktır."
Soylu, sandık güvenliği konusunda da önlemler alındığını vurgulayarak, özellikle kameraların olduğu yerlerde kontrollerin yapılmasını, kameraların çalışır durumda olmasının önemine değindi.
Sandık çevrelerinin aydınlatmalarına özen gösterilmesi gerektiğini belirten Soylu, "Bu noktada eksiklik varsa şimdiden tespitleri yapılıp seçim gününe kadar bunlar giderilecektir. Keza trafo, elektrik dağıtım tesisleri gibi yerlere sabotaj yapılması ihtimaline karşı da önlemler artırılacaktır. Buradan tüm valilerimize sizlerin vasıtasıyla sesleniyorum. Sahada olup bunları tek tek kontrol edin. Kaymakamlarımıza kontrol ettirin. Yanınızda bir liste olsun." diye konuştu.
Oy pusulalarının nakilleri sırasında da tedbir alınacağına dikkati çeken Soylu, "Muhafaza ve nakil sırasında gereken tedbirler elbette planlanacaktır. Önemli bir detay, sandık güvenliğinden sorumlu kolluk birimlerinin listesi ilçe seçim kuruluna önceden bildirilecek, sandık güvenliğinden sorumlu yetkililer sandık kurulu başkanlarına kendilerini tanıtacaklardır. Keza sandık çevresinde herhangi bir şiddet, tehdit, zor kullanma gibi bir olay meydana geldiğinde sandık kurulu başkan ve üyelerinden birinin çağrısıyla veya vatandaşın çağrısıyla görevli kolluk birimleri olay yerine intikal edecek ve gerekli yasal işlemleri yapacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.
- "18 yaşından küçüklerin seçim broşürü dağıtmasına izin verilmeyecek"
İçişleri Bakanı Soylu, seçim faaliyetlerinde çocukların kullanılmaması için gerekli tedbirlerin alınacağının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Seçim kampanyalarında 18 yaşından küçüklerin seçim broşürü, seçim materyali, afiş dağıtmasına izin verilmeyecektir. Bu, bizim için önemlidir. Bir çocuğun eline, 'Al sen bu seçim broşürlerini ev ev dağıt' diye verilecek bir talimat veya görevlendirme, yönlendirme yasaktır. Çünkü takdir edersiniz ki bu çalışmalarda kişiler seçim rekabetinin getirdiği ortam sebebiyle maalesef bazen aşırı tepkiler gösterebiliyor ve gerginlikler yaşanıyor. Partilerin veya bağımsız adayların küçük çocukların ellerine siyasi parti broşürleri tutuşturup onları tanımadıkları insanların evine, kapısına yollamasının çocuklarımız açısından tehlikeli olduğu açıktır. Bu sebeple geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de çocuklarımızı koruma adına aynı kararımızı sürdürüyoruz."
Seçim döneminin İçişleri Bakanlığı için tam bir teyakkuz hali olduğunu, özellikle seçim günü sahil güvenlik personeliyle toplam 553 bin personelin görevi başında olacağını anlatan Soylu, "Yaptığımız risk analizleri ve bundan önce meydana gelen seçim olaylarının tahlili neticesinde, terör örgütünün tehdit ve baskı yoluyla vatandaşlarımızın oy kullanma hakkına tesir edebileceği değerlendirilen 11 il ve 12 ilçemize, yine bu il ve ilçelerdeki üs bölgelerinde görevli 6 bin 680 ilave kolluk personeli, seçim günü için görevlendirilmiştir. Bu arkadaşlarımız da oylarını, görev yaptıkları yerlerde kullanacaklardır. Yine özellikle seçim süreci boyunca helikopter ve dronelerden da güvenlik önlemleri noktasında azami istifade etmeye gayret edilecektir." diye konuştu.
Süleyman Soylu, özellikle seçim günü tedbirlerin artırılacağını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Çünkü son 6 yılın seçim olayları incelendiğinde, toplam olay sayısının özellikle seçim günü yoğunlaştığı görülmektedir. Yine son 6 seçim incelendiğinde olay sayısının mahalli idareler seçimlerinde nispeten arttığı görülüyor. Buradan hareketle yerel saiklerin, yereldeki rekabetin daha da baskın olduğunu da göz önüne alarak bu seçimlerde güvenlik konusuna ayrı bir dikkat ve hassasiyet göstermekteyiz. Seçim konusu üzerinde dönem dönem çeşitli manipülasyonlar yapılmaktadır. Maalesef seçim kazanıldığında seçimin ve galibiyetin coşkusu, seçim kaybedildiğinde de bu meselenin tepkisi bazen kontrol edilememektedir. Biz hem psikolojik hem sosyolojik hem de güvenlik açısından bütün sebepleri güvenlik açısından kontrol etmek durumundayız. 24 Haziran seçimlerini hepiniz hatırlıyorsunuz. Bazen seçimin sonucu bir kamu düzeni ve kamu güvenliği sorunu haline gelebilmektedir. Bazen bir mahallede, bazen bir beldede, bazen bir ilçede, bazen de bir ilde. Hatta bütün Türkiye'ye bir çağrı olarak da nitelendiriliyor."
Türkiye'de iki üzerinde tartışma yapılan iki seçim bulunduğunu hatırlatan Soylu, "Bunlardan birisi 1946, sopalı seçim denilen. Açık oy gizli tasnifin yapıldığı bir seçimdir. İkincisi de 1982 yılında zar gibi bir zarfın içinde millete başka bir irade gösterme kabiliyeti bırakmadan yapılan anayasa oylamasıdır. Bu iki seçim hep tartışılmıştır. Türkiye bu iki seçimin dışında, bunun altını çizerek söylüyorum, buna itiraz edecek varsa söylesin, 'şöyleydi böyleydi' diye lafı yayılmasın, Türkiye seçim meselesini dünyada en iyi gerçekleştiren ülkedir. Amerika'da seçimde hangi halkların yendiği bir başkan seçiminin bile tartışma meselesi haline geldiği, hangi şiddetlerin meydana geldiği, Avrupa'da seçime katılımın seçim meşguliyeti konusunda nasıl tartışmalar oluşturduğu hepimizin malumudur. Türkiye'de seçim öncesi propagandalar yapılır, vatandaşımız selametle gider oyunu kullanır, akşamleyin de her şey sona erer. Dünyada bu tip bir seçim süreci ve sonucu oluşturabilen başka bir ülke söz konusu değildir." ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Seçim kampanyalarında 18 yaşından küçüklerin seçim broşürü, seçim materyali, afiş dağıtmasına izin verilmeyecektir. Bu, bizim için önemlidir. Bir çocuğun eline, 'Al sen bu seçim broşürlerini ev ev dağıt' diye verilecek bir talimat veya görevlendirme, yönlendirme yasaktır. Çünkü takdir edersiniz ki bu çalışmalarda kişiler seçim rekabetinin getirdiği ortam sebebiyle maalesef bazen aşırı tepkiler gösterebiliyor ve gerginlikler yaşanıyor." dedi.
Soylu, Samsun'da bir otelde düzenlenen "Seçim Bölge Güvenlik Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, seçim güvenliği önlemlerinin illerde yerel yönetimlerle koordineli şekilde yürütüldüğünü söyledi.
İllerde valilerin başkanlığında seçim güvenliğinden sorumlu tüm birimlerin amirleriyle seçim güvenliği toplantılarının periyodik olarak yapılmaya devam edeceğini dile getiren Soylu, ayrıca zaman zaman valilerin basınla bir araya gelerek kamuoyunu seçim güvenliği önlemleri konusunda bilgilendireceklerini aktardı.
Bu seçimde güvenliğin ana ekseninin birimler arasındaki iletişim ve koordinasyon üzerine kurgulandığına işaret eden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunu seçimin son anına kadar kesintisiz sürdürme kararındayız. Bir de 'üçüncü göz' uygulamamız var. Uygulama bu seçimde de aynen devam edecektir. Bunu hem şehirlerdeki huzur uygulamalarında hem de daha geçen seçimde uygulamıştık. 'Üçüncü göz' yönteminde sahada, söz gelimi miting alanında iki personelimiz denetim yaparken bir üçüncü personelimiz de daha dışarıdan onları izlemektedir. Böylece ekip olarak mekanı daha geniş bakışla takip etme imkanı bulmaktayız. Ayrıca hassas kişilerin korunması, parti binalarının, seçim bürolarının korunması, elbette ki toplanma ve miting alanlarının güvenliği noktasında da ek tedbirlerimiz ve risk analizlerimiz bulunmaktadır. Sahadaki güvenlik önlemlerimizin yanı sıra seçime yönelik siber güvenlik çalışmalarımız da olacaktır. Hem banka, kamu kurumları gibi diğer yerlere yönelik dijital saldırıları engellemek hem de sosyal medyanın seçim güvenliğine gölge düşürecek, provoke edecek şekilde kullanılmasını önlemek için 'bilişim suçları ile mücadele ekipleri' oluşturulacaktır."
Soylu, sandık güvenliği konusunda da önlemler alındığını vurgulayarak, özellikle kameraların olduğu yerlerde kontrollerin yapılmasını, kameraların çalışır durumda olmasının önemine değindi.
Sandık çevrelerinin aydınlatmalarına özen gösterilmesi gerektiğini belirten Soylu, "Bu noktada eksiklik varsa şimdiden tespitleri yapılıp seçim gününe kadar bunlar giderilecektir. Keza trafo, elektrik dağıtım tesisleri gibi yerlere sabotaj yapılması ihtimaline karşı da önlemler artırılacaktır. Buradan tüm valilerimize sizlerin vasıtasıyla sesleniyorum. Sahada olup bunları tek tek kontrol edin. Kaymakamlarımıza kontrol ettirin. Yanınızda bir liste olsun." diye konuştu.
Oy pusulalarının nakilleri sırasında da tedbir alınacağına dikkati çeken Soylu, "Muhafaza ve nakil sırasında gereken tedbirler elbette planlanacaktır. Önemli bir detay, sandık güvenliğinden sorumlu kolluk birimlerinin listesi ilçe seçim kuruluna önceden bildirilecek, sandık güvenliğinden sorumlu yetkililer sandık kurulu başkanlarına kendilerini tanıtacaklardır. Keza sandık çevresinde herhangi bir şiddet, tehdit, zor kullanma gibi bir olay meydana geldiğinde sandık kurulu başkan ve üyelerinden birinin çağrısıyla veya vatandaşın çağrısıyla görevli kolluk birimleri olay yerine intikal edecek ve gerekli yasal işlemleri yapacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.
- "18 yaşından küçüklerin seçim broşürü dağıtmasına izin verilmeyecek"
İçişleri Bakanı Soylu, seçim faaliyetlerinde çocukların kullanılmaması için gerekli tedbirlerin alınacağının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Seçim kampanyalarında 18 yaşından küçüklerin seçim broşürü, seçim materyali, afiş dağıtmasına izin verilmeyecektir. Bu, bizim için önemlidir. Bir çocuğun eline, 'Al sen bu seçim broşürlerini ev ev dağıt' diye verilecek bir talimat veya görevlendirme, yönlendirme yasaktır. Çünkü takdir edersiniz ki bu çalışmalarda kişiler seçim rekabetinin getirdiği ortam sebebiyle maalesef bazen aşırı tepkiler gösterebiliyor ve gerginlikler yaşanıyor. Partilerin veya bağımsız adayların küçük çocukların ellerine siyasi parti broşürleri tutuşturup onları tanımadıkları insanların evine, kapısına yollamasının çocuklarımız açısından tehlikeli olduğu açıktır. Bu sebeple geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de çocuklarımızı koruma adına aynı kararımızı sürdürüyoruz."
Seçim döneminin İçişleri Bakanlığı için tam bir teyakkuz hali olduğunu, özellikle seçim günü sahil güvenlik personeliyle toplam 553 bin personelin görevi başında olacağını anlatan Soylu, "Yaptığımız risk analizleri ve bundan önce meydana gelen seçim olaylarının tahlili neticesinde, terör örgütünün tehdit ve baskı yoluyla vatandaşlarımızın oy kullanma hakkına tesir edebileceği değerlendirilen 11 il ve 12 ilçemize, yine bu il ve ilçelerdeki üs bölgelerinde görevli 6 bin 680 ilave kolluk personeli, seçim günü için görevlendirilmiştir. Bu arkadaşlarımız da oylarını, görev yaptıkları yerlerde kullanacaklardır. Yine özellikle seçim süreci boyunca helikopter ve dronelerden da güvenlik önlemleri noktasında azami istifade etmeye gayret edilecektir." diye konuştu.
Süleyman Soylu, özellikle seçim günü tedbirlerin artırılacağını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Çünkü son 6 yılın seçim olayları incelendiğinde, toplam olay sayısının özellikle seçim günü yoğunlaştığı görülmektedir. Yine son 6 seçim incelendiğinde olay sayısının mahalli idareler seçimlerinde nispeten arttığı görülüyor. Buradan hareketle yerel saiklerin, yereldeki rekabetin daha da baskın olduğunu da göz önüne alarak bu seçimlerde güvenlik konusuna ayrı bir dikkat ve hassasiyet göstermekteyiz. Seçim konusu üzerinde dönem dönem çeşitli manipülasyonlar yapılmaktadır. Maalesef seçim kazanıldığında seçimin ve galibiyetin coşkusu, seçim kaybedildiğinde de bu meselenin tepkisi bazen kontrol edilememektedir. Biz hem psikolojik hem sosyolojik hem de güvenlik açısından bütün sebepleri güvenlik açısından kontrol etmek durumundayız. 24 Haziran seçimlerini hepiniz hatırlıyorsunuz. Bazen seçimin sonucu bir kamu düzeni ve kamu güvenliği sorunu haline gelebilmektedir. Bazen bir mahallede, bazen bir beldede, bazen bir ilçede, bazen de bir ilde. Hatta bütün Türkiye'ye bir çağrı olarak da nitelendiriliyor."
Türkiye'de iki üzerinde tartışma yapılan iki seçim bulunduğunu hatırlatan Soylu, "Bunlardan birisi 1946, sopalı seçim denilen. Açık oy gizli tasnifin yapıldığı bir seçimdir. İkincisi de 1982 yılında zar gibi bir zarfın içinde millete başka bir irade gösterme kabiliyeti bırakmadan yapılan anayasa oylamasıdır. Bu iki seçim hep tartışılmıştır. Türkiye bu iki seçimin dışında, bunun altını çizerek söylüyorum, buna itiraz edecek varsa söylesin, 'şöyleydi böyleydi' diye lafı yayılmasın, Türkiye seçim meselesini dünyada en iyi gerçekleştiren ülkedir. Amerika'da seçimde hangi halkların yendiği bir başkan seçiminin bile tartışma meselesi haline geldiği, hangi şiddetlerin meydana geldiği, Avrupa'da seçime katılımın seçim meşguliyeti konusunda nasıl tartışmalar oluşturduğu hepimizin malumudur. Türkiye'de seçim öncesi propagandalar yapılır, vatandaşımız selametle gider oyunu kullanır, akşamleyin de her şey sona erer. Dünyada bu tip bir seçim süreci ve sonucu oluşturabilen başka bir ülke söz konusu değildir." ifadelerini kullandı.