Anayasa\'nın 90. Maddesi Kesinlikle Değişmeli İktidar partisi, muhalefet partileri, diğer milletvekilleri, medya, köşe yazarları, Anayasa profesörleri dahil hiç kimse Anayasa tartışması içinde ülkenin geleceğini bağlayan, bugüne ve geleceğine ipotek koyan, ülke bağımsızlığını TBMM ve kamuoyunun haberi bile olmadan elinden alınmasına olanak sağlayan madde olan Anayasa\'nın 90. maddesi kesinlikle değişmelidir. Bu kadar tartışma arasında ülkenin kaderi üzerinde bağlayıcı rol oynayan bu madde bu kadar yıl nasıl olup da kimsenin dikkatini çekmemiş, değişmesi için bir kamuoyu yaratılmamış olması inanılacak gibi değildir. Bu konuyu 12–13 Nisan tarihinde çıktığım televizyon programında dile getirdim. Programı sunan Yılmaz Tunca bu önerinin çok önemli olduğunu ve konuyu eski Adalet Bakanımız ve hemşerimiz Anayasa Profesörü Hikmet Sami Türk\'ü programa davet edip etraflıca tartışacağını söyledi.   
 
Gelişmiş ülkeler ve küresel sermaye  gelişmekte olan ülkelerin iç pazarlarını sonuna kadar güçlü ülkelerin mallarına açılması ister. Yabancı ülkelere giden yabancı sermaye de bu ülkelerde bir nevi dokunulmazlık ve garanti arar. Türkiye 1988 yılında Türkiye’de yatırım yapacak yabancılarla uzlaşmazlık halinde kendi mahkemelerine değil uluslararası bir heyetin hakemliğine gidilmesini kabul etti. Buna Uluslararası Tahkim deniliyor. Uluslararası Tahkim devletleri yok edip şirket devletleri yaratma oyunun bir parçası olup, hala global oyunlar konusunda uyanmamış halkların bir nevi geleceklerini ipotek altına alma oyunudur. Küresel sermaye gelişmekte olan ülkelere baskı yaparak bu tip yasaları Anayasalarında bile ek maddeler koydurarak sağlama alırlar. Bu yargıda bağımsızlığı bile ortadan kaldırır.
 
Türkiye’de 13.8.1999 tarihli ve 4446 sayılı Kanunla, Anayasanın 125 inci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle, “Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.” hükümleri getirilmiştir.
 
Küreselleşen dünyada ülkelerin karşılıklı olarak birbirlerinde yatırım yapmalarının olağan hale gelmesi nedeniyle, yatırımların güvence altına alınması için iki ya da çok taraflı uluslararası sözleşmelerde uyuşmazlıkların çözüm yolu olarak öngörülmekte ve seçimlik bir yargı yolu olarak etkinliğini giderek artırmaktadır. 5 Temmuz 2001 tarihinde Resmi Gazete\'de yayımlanarak olarak çerçevesi daha net ve detaylı belirlenen Uluslararası Tahkim Yasası, ve bu tahkime ilişkin bir çok milletlerarası antlaşmanın Anayasanın 90’ıncı maddesi gereğince iç hukukumuzun bir parçası olmuştur. Anayasanın 90. maddesine göre…Milletlerarası bir antlaşmaya dayanan uygulama ve andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların TBMM’ce uygun bulunma zorunluluğu yoktur…Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir . Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulmaz. (Ek cümle: 7.5.2004–5170/7) …’
 
Görüldüğü gibi yabancı ülkelerle yapılan uluslararası ticari ve ekonomik anlaşmaların bile her ne kadar ülkeyi bağlayıcı maddeler taşıyor olsa bile bu andlaşmaların TBMM onayından geçmesi kamuoyu tarafından bilinmesine gerek görülmemiş bu Anayasaya bir madde olarak konulmuştur. Hatta bunların iptali için kolay kolay Anayasa mahkemesine bile baş vuramazsınız. TBMM onaylamadığı bir uluslararası andlaşma bir anlaşmazlık veya ülkenin menfaatlerine ters düştüğü çok açık olarak ortaya çıkması halinde bu sorunun çözülmesi yine küresel sermayenin hakim olduğu ülkede bulunan kurumlar tarafından çözüleceği kabul edilmektedir.  Gelişmekte olan ülkelerin işte bu uygulamalarla egemenlik hakları ve bağımsızlıkları ellerinden alınmakta gelişmekte olan ülkelerdeki birçok kimse de buna seyirci kalmaktadır. Anayasa\'nın 90. maddesi kesinlikle iptal edilmelidir.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.