Kutsallaştırılanlar Karşılığında Kaybedilen Kutsallar
Kabe resminin ayaklar altına alındığı bir zamanda karşıladık üç ayları. Daha önceden de Recep ile Şaban’ın aşkına Ramazan engel olamaz demişlerdi. Şeytanların Ramazan ayında zincirlerle bağlanacağı vakit yaklaştıkça şeytanlıkları artmakta. İnsanlar, İslam’a ve İslam ile gelen kutsallara saldırdıkça saldırmakta. Onların bu cüretlerini doğal karşılıyorum. Tarih boyunca her zaman din düşmanları olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Eskiden biz İslam’a değil aşırılığa karşıyız diyenlerin içinden bir gurup sıyrıldı ve şimdi biz aşırılığın kaynağı olarak İslamiyeti görüyoruz diyorlar. Hepsi birbirine köprüler kuruyor yollar yapıyor. Birinin söyleyemediğini diğerleri onların kurduğu köprülerden geçerek söyleyebilmekte. Birileri temel atıp zemin hazırlıyor diğerleri de bina dikip çatı çakıyor. Böyle bir ortamda birinin diğerini inkar etmesi neyi düzeltecektir ki?
Bu tarz saldırılarla İstanbul sözleşmesinden ve cinsiyet eşitliği söylemlerinden sonra daha çok karşılaşır olduk. Şimdi soracak olsanız biz İstanbul sözleşmesi ile pedofiliği, ensest ilişkiyi ve daha başka hayvani hatta hayvanların bile içtinap ettiği cinsi sapıklıkları murat etmedik derler. Ama bir yandan İstanbul sözleşmesini savunmaya ve bu konuda öncü olmakla övünmeye devam ederler.
Üç aylara girdiğimiz şu günlerde bir tarafta cinsi sapıklıkları özgürlük sayıp çoluk çocuğun hatta annesinin ve ablasının hatta erkek kardeşinin namusuna göz dikebilecek kadar azgınlaşan ya da bunların hiç birisini yapmasa bile yapılanlara saygı duyabilecek kadar geniş bir mezhep ile özgür! Olduğunu iddia eden bir nesil Kabe-i Muazzam’ayı ayaklar altına almış durumda.
İslami cenahta ise olmadık kutsiyetler üzerinden duyar kasılmakta.
Recep ayı içerisinde kutsal bir gecenin olduğuna inanmak ve buna da Regaip kandili demek ve bu aya dair birçok ibadet ihtisas etmek dine sonradan ilave edilen bidatler kapsamında ele alınmıştır. İslam alimleri bu ay ile alakalı rivayet edilen hadislerin sıhhat derecesinin zayıf ya da uydurma olduğunu beyan etmiştir. İmam Nevevi ve İmam İbni Hacer El Askalani ve daha birçokları (Allah cümlesine rahmet etsin)hadis kritiği yaparak Regaip kandilinin faziletine dair rivayet edilenlerin hadis olmadığını beyan etmiştir. Uydurma hadisin değeri sahte paranınkine benzer. Sahte parayı tespit etmenin bir teknolojisi varsa uydurma hadisi de gerçeğinden ayırt etmenin bir ilmi vardır. Ancak ne var ki bu tespitler yapılıncaya kadar ya da insanlar bu yapılan tespitlerden haberdar oluncaya kadar sahte paraya para, uydurma hadise de hadis diye yapışmaya devam etmektedirler.
Oysaki bu son derece tehlikeli bir durumdur. Eğer birisi yapmış olduğu 10 TL’lik bir alış veriş için size 200 TL’lik sahte bir para verse ve sizde bunun sahte olduğunu anlamasanız o kimseye para üstü olarak tam 190 TL’lik gerçek para vereceksiniz. Ve böylelikle hem o 190 TL’nizden hem de ona verdiğiniz 10 TL’lik ürününüzden olacaksınız. Uydurma hadislerde böyledir. Amel ettiğiniz her bir uydurma hadis karşısında salih bir amelden mahrum kalacaksınız. Çünkü her bir bidat bir sünneti yok eder. Bunun yanı sıra o uydurma hadis uğruna işlediğiniz amelden de geriye yorgunluk ve boşa vakit harcamaktan başka bir şey kalmayacaktır. Çünkü dinin sahibi Allah’tır. Senin nezdinde sana hoş geleni değil ancak Resulünün sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetine mutabık olan ve kendi rızası için yapılan ameli senden kabul etmektedir.
Konuya geri dönelim. Böylelikle şeytan mübarek olmayan şeyleri bize mübarek olarak gösterdi ve mübarek olan şeylerin değerini de gözlerimizden sildi?
Bütün dünya Regaip kandili için toplanmış olsa da Kuran ve sünnette bu mübarek olmadığı için mübarek olmayacaktır. Ancak bir erkeğin namusu başka bir erkek tarafından kirletilecek olsa bilin ki Allah’ın gazabı bu fiile zemin hazırlayan ve musahamakar davranan herkesin üzerine olacaktır.
Çünkü;
Erkeğin namusu kutsaldır. Kadının namusu kutsaldır. Çocukların namusu kutsaldır. Annenin, kız kardeşin ve erkek kardeşin namusları kutsaldır. Aynı Kabe’nin kutsal olduğu gibi. Bir anne oğlu tarafından ya da bir kız babası tarafından ensest ilişki adı altında ırzına geçilmesi, Müslümanlar nezdinde Kabe’nin ayaklar altına alınan resminden farksızdır. Peşlerinden gidilen medeniyet bu ilişkileri çoktan yasalaştırmıştır. Sadece 13 yaşında mı 15 yaşında mı olması daha sağlıklı olur şeklinde tartışmaktadırlar. Allah bu insanlara lanet etmişken sözüm ona Müslümanların onların peşinden gitmesi bu laneti kendi üzerlerine cezb etmesidir.
Şimdi şeytanın bize kutsal gibi gösterdiği şeyler üzerinden neleri hedeflediğini daha iyi anlıyorsunuz değil mi? Binlerce Müslüman mübarek olmayan bir gece uğruna akın akın camilere giderken ve uydurma hadisler uğruna yorulurken asıl mübarek olan asıl kutsal olan değerler uğruna tek bir adım dahi atmaz olmuştur.
Allah’tan temennim selim bir itikat ve salih ameller ile bizleri katına Müslüman olarak almasıdır.
Selam ve dua ile…
Yazan: Yaşar AYDIN